peşinde oldukları adamı bile tanımıyorum. | Open Subtitles | أنا حتى لا أعرف الرجل الذي كانوا يطاردونه |
peşinde oldukları çocukla alakalı bir şey var muhtemelen. | Open Subtitles | لابد أنهم سيفعلون شيئاً للصبي الذي يطاردونه |
Hayır, Damon kaçtı Sanırım Elena'yı arıyor ve polisler onun peşinde. | Open Subtitles | كلاّ، لقد هرب، أحسبه ذهب بحثاً عنها ورجال لشرطة يطاردونه |
Birilerinin onu kovaladığını söyledi, kar yağıyormuş... | Open Subtitles | لقد قال بأن بعض الرجال كانوا يطاردونه و الثلج كان يتساقط حينها |
Şahitler dört adamın onu kovaladığını görmüş. | Open Subtitles | الشهود شاهدوا أربعة رجال يطاردونه |
Orada avladıkları her neyse, umarım bir daha vurmamız gerekmez. | Open Subtitles | ،أنّي أفكر أياً كان الذي يطاردونه هناك .آمل أنهم ليسوا بحاجة لإطلاق نار آخر |
Meksika'da peşinde her türden orospu çocuğu var. | Open Subtitles | لديه كل الأنواع من الأوغاد الذين يطاردونه بالمكسيك |
Hatta belki de sonsuz hayata, hâlâ peşinde oldukları tek hayale uzanan bir yol. | Open Subtitles | أو ربما حتى رابط للحياة الأبدية الحلم الوحيد الذي مازالوا يطاردونه |
İlaç verilmiş olması muhtemel. İnsanlar onun peşinde. | Open Subtitles | هناك أحتمال بأنه مخدر هناك ناس يطاردونه |
Son 24 saatte, Talbot, dairesinde iki kişiyi vurdu, ...şimdi de İranlılar onun peşinde. | Open Subtitles | لذا في الـ 24 ساعة الماضية قتل " تالبوت " شخصين في شقته والإيرانيون يطاردونه |
ATF yıllardır Winslow'un peşinde. | Open Subtitles | العملاء الخاصين يطاردونه لسنوات |
Kızların onu kovaladığını görmek istiyorum. | Open Subtitles | -و اريد ان اشاهد الفتيات وهن يطاردونه |
Ne mi? Orada avladıkları her neyse, umarım bir daha vurmamız gerekmez. | Open Subtitles | حسناً، أظن أينما كانوا، وأياً كانوا يطاردونه هناك، فإننا لسنا بحاجة إلى فرصة آخرى. |