Bahsettiğiniz bu adam... Üzgünüm, gitmem gerekiyor. Bence onu kovmalı. | Open Subtitles | هذا الرجل اللذي كنتي تتكلمين عنه انا آسفة ، عليّ الذهاب يجيب عليه ان يطردها |
Otto onu kovmalı. | Open Subtitles | من المفروض أن يطردها (أوتو) |
Sürekli online alışveriş yapıyor ama kimse onu kovmuyor, çünkü çok sevimli, anlıyor musun? | Open Subtitles | كل ما تفعله هو التسوّق عن طريق الإنترنيت لكن لا يريد أحد أن يطردها لأنها محبوبة وفاتنة جداً |
Dediğim gibi kimse onu kovmuyor. | Open Subtitles | كما قلت لم يطردها أحد |
Kimse onu kovmuyor. | Open Subtitles | لم يطردها أحد |
"Tik tak, Riley gitti. "Ben şu an onu kovuyor." | Open Subtitles | (دينغ دون" رحلت (رايلي" بن) يطردها الآن) |
Onları kovuyor ama kızı kovmuyor. | Open Subtitles | لقد طردهم ولم يطردها |