Plajda yaşayan başıboş köpekleri besliyorlar. | Open Subtitles | إنهم يطعمون الكلاب الضالة التي تعيش على الشاطئ |
Ağzımla tadına bakamam. Bu insanları neyle besliyorlar ? | Open Subtitles | أنا لا اشعر بمذاق في فمي عندما يطعمون هؤلاء الناس |
Bu sığırı sadece yonca tohumu, arpa ve kırmızı şarapla besliyorlar ve bir şef tarafından dikkatlice seçilen her dilim azla orta arası, mükemmel şekilde pişirilmeden önce 35 gün kuru dinlendirmeye tabi tutuluyor. | Open Subtitles | إنهم فقط يطعمون هذه البقرة البرسيم و الشعير و النبيذ الأحمر ثم يختار الطباخ بيده بعض القطع ويتركها تجف لمدة 35 يوماً |
Beş nesildir o ve ataları sırtlanları besliyorlar hem de elleriyle. | Open Subtitles | هو و أجداده إلى 5 أجيال كانوا يطعمون الضباع بأيديهم |
Eski Romalılar, tatlarını güzelleştirmek için hayvanları bunlarla beslermiş. | Open Subtitles | هذا ما كان قدماء الروم يطعمون الحيوانات ليزيدوا من نكهتهم |
Mültecileri besliyorlar, onlara ev yapıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يطعمون اللاجئين, ويبنون المنازل |
Tavuğu kuru üzümle besliyorlar. | Open Subtitles | أنهم يطعمون الدجاج الزبيب |
Eski Romalılar, tatlarını güzelleştirmek için hayvanları bunlarla beslermiş. | Open Subtitles | هذا ما كان الرومان القدماء يطعمون به حيواناتهم لتحسين نكهتها |