O, Dean ile birlikte ve Dean ona evlenme teklif edecek. | Open Subtitles | انها مع دين وهو الان يريد ان يطلبها للزواج |
Adamın teki filmde kullanılan, minyatür zaman makinesini açık arttırmayla satıyor ve kimse teklif vermemiş. | Open Subtitles | أحد ما نفّذ هيكل مصغر لآلة زمن صناعية من الفيلم الأصلي و لا أحد يطلبها |
Eğer Ling Çin çubuğu burun numarasını seven bir kız bulursa ona hemen evlenme teklif etmeli. | Open Subtitles | # لو أن لينج يجد الفتاة التى تحب # # حيلة عصيان الأكل فى الأنف # # فمن الأفضل أن يطلبها للزواج بسرعة # |
Bu avukat, teftiş için, Maliye Bakanlığı tarafından talep edilen her türlü bilgiyi, raporları ve kayıtları hazır etmek zorundadır. | Open Subtitles | ذلك المحامي عليه ان يقدم التدقيق أي معلومات ذات علاقة او تقارير أو سجلات يطلبها مراقب من وزارة الماليه |
Bir hain, mafyadan ne kadar şey talep edebilir ki? | Open Subtitles | لكن كم من نقود قد يطلبها خائن من المافيا؟ |
Neden kimsenin teklif yapmadığını merak ediyorum. | Open Subtitles | أتسائل لم لم يطلبها أحد؟ |
Hâlâ neden kimsenin teklif vermediğini anlayabilmiş değilim. | Open Subtitles | ! ما زلت لا أفهم لماذا لم يطلبها أحدهم |
Neden kimsenin teklif vermediğini anlıyorum. | Open Subtitles | أفهم لماذا لم يطلبها أحدهم |
Aman Tanrım. Annene teklif edecek. | Open Subtitles | اوه , ياللهي سوف يطلبها |
Savunma Bakanlığına, Başbakan'ın talep ettiği tüm bilgileri sağlayın. | Open Subtitles | قم بتزويد وزارة الدفاع بكلّ المعلومات التي يطلبها رئيس الوزراء. |
Şunu bilin. Al Gore bunu talep etmemişti. | Open Subtitles | حتى أن (آل غور) لم يطلبها |