onlara bunları diyor. Dolaylı şekilde bunları diyor. | TED | هذا ما يتم طلبه من أطفالنا الذكور اليوم.. يطلب منهم ان يكون اناثاً بصورة غير مباشرة |
Bu ülkenin insanları, iklim krizinden gerçekten çok korkuyor ve bir şeyler yapmak istiyorlar ama onlara kimse bir şey sormamış. | TED | الناس في هذا البلد متخوفون جداً من الأزمة المناخية، ويرغبون بفعل أي شيء بشأنها، لكن لم يطلب منهم أحد. |
Bir oyundan sonra, ortalıkta dolaşırken hayranlarının onlara doğru koştuklarını, kıyafetlerini imzalamalarını istediklerini görebilirsiniz. | Open Subtitles | بعد المباراة عندما كانوا يمشون حول ترون المشجعين تشغيل متروك لهم يطلب منهم التوقيع على قمصانهم. |
Ve tabi ben onların kayıt tutmadıklarını çoktan keşfetmiştim hatta Finans Bakanı onlara kayda geçirmelerini söylemiyor bile aslında | TED | وطبعا لقد اكتشفت منذ ذلك الحين أنهم لم يودعون، وفي الواقع "وزير المالية" لم يطلب منهم توثيق ذلك. |
Öğrencileriyle şöyle bir egzersiz yapmayı severdi: onlara boş bir kağıt çıkarttırıp, yanlarında oturanları, komşularını, çizdirtirdi. Olabildiğince hızlıca. | TED | وقد كان بوب مكيم يحب أن يقوم بتمرين معين مع تلاميذه حيث كان يطلب منهم أن يأخذوا ورقة وأن يرسموا الشخص الجالس بجانبهم، أي جارهم، بأسرع ما يمكنهم الرسم. |
Eğer yasal bir yardıma ihtiyacı olursa onlara sormaz. | Open Subtitles | --إن كان يريد مساعدة قانونية لن يطلب منهم |