Yeni köpeğimin Aleutian gribi virüsünün yayılması için kullanıldığını düşünüyorlar. | Open Subtitles | يظنان أن أحدهم استغل كلبي الجديد لنشر فايروس انفلونزا الألوشيان |
Tam tersi. Her ikiniz için de çok iyi şeyler düşünüyorlar. | Open Subtitles | على العكس ، إن كلتيهما يظنان بك ظناً حسناً |
Çünkü Gary ve Phoebe bizden daha ateşli bir çift olduklarını düşünüyorlar. | Open Subtitles | لأن جاري وفيبي يظنان انهما اكثر اثارة منا |
Bu ikisi sorunlarının bittiğini sanıyor. | Open Subtitles | هؤلاء الأثنان يظنان أن المشاكل أنتهت |
İlk 400metre boyunca koşabildiğimi sandılar. | Open Subtitles | طوال أول ربع ميل كانا يظنان أني أجاريهما. |
Bana 6000 dolar verebileceklerini mi sanıyorlar? | Open Subtitles | يظنان أن بامكانهما القاء 6 آلاف دولار على كاهلي؟ |
Sanırım kendilerini ne sandıklarını biliyoruz. | Open Subtitles | حسناً، أظن أننا صرنا نعرف مَن يظنان نفسيهما. |
Morgan ve JJ ikinci kurban Mark uyuşturucu satıcısıyla buluşmaya gitmiş olabilir diye düşünüyorlar. | Open Subtitles | مورغان و جي جي يظنان ان الضحية الثاني مارك ذهب ليلتقي بتاجر مخدرات هل وصلتك فحوص السموم بعد؟ |
'O ve Elizabeth , kendileriyle birleşmek için Tenby'de karaya çıkacağını düşünüyorlar | Open Subtitles | هو وإليزابيث يظنان أنكما ستنزلان رجالكم في تينبي' للإنضمام لهم. |
Morgan'lar ABD Başkanına şantaj yapabileceklerini mi düşünüyorlar? | Open Subtitles | ال مورقان يظنان أن باستطاعتهم ابتزاز رئيس أمريكا؟ |
Baban ve amcan birkaç şeyi tamir ederek işyeri işletebileceklerini düşünüyorlar. | Open Subtitles | والدكِ وعمكِ يظنان أن اصلاح بعض الاشياء يعنى أنهما يمكنهما إدارة عمل |
Sanırım eski hikâyeleri hatırlayan birkaç kişiden biri olduğumu düşünüyorlar. | Open Subtitles | أفترض أنهما يظنان أني أحد القلائل الذين ظلوا وما يزالون يذكرون القصص القديمة |
Kramer, Fredo'yu benim öldürdüğümü düşünüyorlar. | Open Subtitles | كرايمر، يظنان أنني قتلت فريدو. |
Annelerini senin öldürdüğünü düşünüyorlar. Benim hakkımda hiçbir şey bilmiyorlar. | Open Subtitles | إنهما يظنان بأنكَ قمت بقتل والدتهما - حسناً، إنهما لا يعرفان شيئاً عني - |
Yandan saldıracağımızı düşünüyorlar. | Open Subtitles | أوه, إنهم يظنان أننا نلتف من حولهم |
- Hayır, onlar senin deli olduğunu düşünüyorlar ve ben ise, çok ama çok anlayışlı biriyim. | Open Subtitles | - لا, بل يظنان بأنكِ غريبة أطوال ولكنني متفهم جداً |
İkisi de sanıyor ki, güneş Thatcher'in kıçından doğuyor. | Open Subtitles | الإثنان يظنان أن الشمس تشرق من مؤخرة (ثاتشر). |
Yani, kendilerini ne sanıyor onlar? | Open Subtitles | أعنى، أين كانا يظنان نفسيهما؟ |
Bizimle dalga geçebileceklerini mi sandılar? | Open Subtitles | هل يظنان انهما يمكنهما العبث معنا ؟ |
Annemler yukarıda. Senin gittiğini sandılar. | Open Subtitles | أبواي بالطابق العلوي يظنان أنك رحلت |
Annemler yukarda. - Onlar gittiğini sanıyorlar. | Open Subtitles | أبواي بالطابق العلوي يظنان أنك رحلت |
Sanırım kendilerini ne sandıklarını biliyoruz. | Open Subtitles | حسناً، أظن أننا صرنا نعرف مَن يظنان نفسيهما. |