İngilizlerin yüzde altmış beşi, sadece bir fincan çay için su ısıtıcılarını fazla doldurduklarını itiraf ediyor. | TED | خمس و ستون بالمئة من البريطانين يعترفون بانهم يزيدو حجم الماء في غلاياتهم عندما يحتاجون الى كوب واحد |
Biz insanlara ne itiraf edeceklerini söylemeyiz. | Open Subtitles | إننا لا نخبر الناس بما يعترفون إننا نعرف كل شيء عنك |
Etsede itiraf edemez. | Open Subtitles | لا أحد يعاني من اللإفلاس، على الأقل لا يعترفون بهذا |
Birçok akıl sahibi insan gizemin insan aklının neredeyse her şey hakkındaki gerçeği algılama gücünün kanıtı olduğunu kabul eder. | Open Subtitles | الأكثر عقلانية يعترفون باللغز انه مجرد دليل لقوة العقل للنظر الى الحقيقة فى أى شىء |
Wow. Çoğu erkek bunu kabullenmez. | Open Subtitles | أغلب الرجال لا يعترفون بهذا الشيء |
Günahların ve kötülüklerin... açıkça itiraf edildiği gizli bir ihanet ve aldatmaca dünyası. | Open Subtitles | عالم سري من الخيانة والخداع، حيث ناس يعترفون بشكل صريح بأثامهم الكبيرة وأعمالهم الطائشة |
Tüm iyi insanlar hatalarını itiraf ederler ve hemen özür dilerler. | Open Subtitles | كل الناس الطيبين يعترفون بأخطائهم ويعتذرون فى الحال |
Erkekler asla çirkin bir kadına aşık olduklarını itiraf etmezler. | Open Subtitles | النساء جيدون في هذا الرجال لا يعترفون بحبهم لفتاة قبيحة سندتري الأمر حتي الموت |
Takas yaparlarsa yaşadığını, bakanlığın... onu gizlediğini, üstelik kaçmasına da izin verdiğini itiraf etmiş olacaklar. | Open Subtitles | اذا وافقوا على القيام بمقايضه فأنهم يعترفون بأنه حي وزاره الدفاع ابقت امره سراً و الجديد انهم تركوه يهرب |
Schilz'in soygunla ilgisi olmadığını itiraf etmedikçe, onu temize çıkarmak imkansız. | Open Subtitles | السـرقة ليس هناك مجال للتبرئة سـأجعلهم يعترفون بذلك |
O yöneticiler birer suçlu Randy. tıpkı bizim geçmişte olduğumuz gibi, sadece daha kötüler. çünkü yaptıklarını itiraf etmiyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء المسؤولون مجرمون، راندي كما كنا نحن الا انهم أسوأ لأنهم لا يعترفون بالأمر |
Ben bu şeyler hakkında hiçbir şey bilmiyorum ama affediciliği biliyorum ve günah çıkarıp, suçlarını itiraf ederek yüklerini arkada bırakan birçok adam gördüm. | Open Subtitles | ورأيتُ رجالاً كثيرين يعترفون بآثامهم، يقرّون بذنبهم ويتركون أعباءهم وراءهم |
Belki de, herhangi biri yalan söylüyor mu diye hepsini itiraf ettirmelisin. | Open Subtitles | ربما يجب يعترفون لك .كلهم لنعرف ان كان احد يكذب |
İyi bilirsin, kıskanan birçok insan kıskandığını nadiren itiraf eder. | Open Subtitles | حسناً, كما تعلم أكثر الناس الذين يغارون نادراً ما يعترفون به |
İnsanlar bunu itiraf etmiyor ve üzerine fazla düşünmüyorlar ama yapıyorlar. | Open Subtitles | الناس لا يعترفون بذلك ولا يفكرون به كثيرا, ولكنهم يفعلونه. |
İyi bir insan kötü bir şey yaptığında, itiraf ederler. | Open Subtitles | عندما الشخص الصالح يقوم بعمل سيئ يعترفون بأخطائهم |
Belki de çoğu katilin gönüllü olarak suçunu itiraf etmediğindendir. | Open Subtitles | ربما لمعظم القتلة لا يعترفون طواعية، كما تعلم؟ |
Yanlış olduklarını itiraf etmekten korkmazlar. | Open Subtitles | إنهــم لايخافون أن يعترفون عندما يكــونون على خطأ. |
Tabii ki küçük bir kısmı yaptıklarını maskelemek için tartışılmasını samimi bir şekilde kabul eder gibi görünürken çoğu zamanda dayanıklı ve sürdürülebilir bir malın yaratılmasına sebep olabilecek yeni teknolojik gelişmeleri görmezden gelecek ve hatta baskı ile sindirecektir. | Open Subtitles | فيكلمؤسسةمصنعةللمنتجاتفيالوجود . في حين أن القليلون بالطبع يعترفون بوجود استراتيجية كهذه بصراحة، |
Fakat ancak yüzde biri halüsinasyon gördüğünü kabul eder. Çünkü deli olarak görüleceklerinden korkarlar veya başka birşey. | TED | ولكن بالكاد 1% من هؤلاء يعترفون بها. لأنهم خائفون ان يٌنظر اليهم بصفتهم مجانين أو شئ من هذا القبيل |
Çoğu erkek bunu kabullenmez. | Open Subtitles | أغلب الرجال لا يعترفون بهذا الشيء |