"يعترف بأنه" - Traduction Arabe en Turc

    • kabul
        
    Ama kimse, suçu kabul etmeden dışarı çıkamaz. Open Subtitles لكن لا أحد يمكنه الخروج دون أن يعترف بأنه مذنب
    Kurbanın öldürülmüş olduğu otel odasında bulunduğunu kabul etti. Open Subtitles إنه يعترف بأنه كان في تلك الغرفة في الفندق مع وجود الضحية
    Annenle yattığını kabul ediyor ama hepsi bu. Open Subtitles يعترف بأنه كان يضاجع أمك ولكن هذا كان كل شئ.
    Senin gibi bir adam için bilmediğini kabul etmek, kontrolü elinden bırakmak, kendine olan bakışını, bir soytarıyı vuracak kadar olumsuz etkileyebilir. Open Subtitles أنا أصدقك لأن رجلا مثلك يعترف بأنه لايعرف ويتنازل عن السيطرة
    Burada kalmasını sağlamanın tek yolu, yaptığını kabul etmesidir. Open Subtitles الطريقة الوحيدة التي يمكننا جعله يبقى هنا هو أن يعترف بأنه قام بذلك
    Eser hırsızlığını kabul etmesi için onu zorladın mı? Open Subtitles هل أخبرته أن يعترف بأنه من سرق الأغنية ؟
    Evet ama birliktelermiş, ayrıca oraya gitmiş olduğunu kabul ediyor. Open Subtitles أجل, لكنهما كانا على علاقة وهو يعترف... بأنه كان هناك
    Geçmişte yaşamayı ve bugünden utanmayı kes... soğuk biri olduğunu kabul etmeyen yorgun ve kötü geçmişli yaşlı barmen. Open Subtitles توقف عن العيش في الماضي وأقبل من أنت اليوم ، ساقي كبير في السن مع آلام الظهر الذي لا يريد أن يعترف بأنه دائما متجمد
    Seks kasedini arkadaşlarına gösterdiğini ve sonradan onlarında bunu internette paylaştığını kabul etmek istemedi. Open Subtitles هو لا يريد أن يعترف بأنه أظهر شريطه الجنسي القصير لجميع رفاقه ثم قاموا بعد ذلك بنشرها عبر شبكة الإنترنت.
    Kimse, baskı ile başedemediğini kabul etmekten hoşlanmaz. Open Subtitles لا يحب أحد أن يعترف بأنه لا يحتمل الضغط
    Üç saat önce suçu kabul ediyordu. Open Subtitles قبل ثلاث ساعات كان يعترف بأنه مذنب
    "...bugün bile, bu devirde bu varlığa sahip olmasını sağladığı için cennete, kalbinden taşan bir teşekkür etmek için dizlerinin üstüne çöküp çılgın bir şevk altında ezildiğini kabul etmekten utanmıyordu." Open Subtitles حتى اليوم فانه لا يشعر بالعار و لا يعترف... بأنه قد جثى على ركبيته تحت قهر التعصب الديني المسعور لكي يشكر السماء بقلبٍ يفيض اخلاصاً
    Efendim müvekkilim suçunu kabul ediyor. Open Subtitles موكلي يعترف بأنه مذنب
    Yani Everglades'i avucunun içi gibi bildiğini kabul etmiş oldu. Open Subtitles إذا فهو يعترف بأنه يعرف منطقة (إيفرغلاد) جيدا؟
    Sheldon ile konuştum ve o çok kötü hissediyor ve mantıksızca davranıp çizgiyi aştığını kabul ediyor. Open Subtitles لقد تكلمت مع (شيلدون) وهو يشعر بالخزي وهو يعترف بأنه كان غير منطقي وخارج عن الحدود
    Halbridge'e Steve Price olduğunu kabul ettiririz ve tahvilleri de açığa çıkarırız. Open Subtitles نجعل (هالبريدج) يعترف بأنه (ستيف برايس) والكشف عن السندات؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus