Bu sırada, kameranın solunda oturan iki Danimarkalı genç, gülmekten kırılıyorlar. Bu durumun hayatlarında gördükleri en komik şey olduğunu düşünüyorlar. | TED | الآن في هذا الوقت، الشابان الدنماركيان اللذان على يسار الكاميرا يتداعيان من الضحك. يعتقدان أنه أكثر شيئ مضحك رأوه على الإطلاق. |
Söylemezler ama kızlarını benim öldürdüğümü düşünüyorlar. | Open Subtitles | لم يقولا ذلك ولكنهما يعتقدان بأنني قتلت ابنتهما |
Bak, bunu zaten anne ve babama anlattım yazıyı geri çekmenin bizim için daha utanç verici olacağını düşünüyorlar. | Open Subtitles | انظري، لقد أخبرت أمي وأبي وهما يعتقدان أن الانسحاب سيكون أكثر إحراجاً لنا |
İkisi de kısmen, bu çöplüğün horozu olduğunu sanıyor, değil mi? | Open Subtitles | كلاهما يعتقدان تماما أنهما يستطيعان عمل أي شئ أليس كذلك ؟ |
Ailem burayı bir hazırlık okulu sanıyor. | Open Subtitles | في الواقع، إنهما يعتقدان أنها إحدي المدارس الإعدادية العادية |
Ailesi de soruşturmayı Melanie'nin geçmişine takılarak yaptığınıza inanıyor. | Open Subtitles | والديها يعتقدان أيضاً أنّ تحقيقك لم يتجاوز تاريخ ماضيها. |
Halk önünde lafından dönmen gerektiğini düşünüyorlar. | Open Subtitles | يعتقدان أن أفضل حل هو أن تتراجعي عن تعليقاتك أمام العلن |
Benim bir hayvan gibi olduğumu düşünüyorlar. | Open Subtitles | إنهما يعتقدان أنني مثل الحيوان.. |
Annem ve babam unutacağımı düşünüyorlar. | Open Subtitles | أمّي وأبّي يعتقدان هو فقط سيسافر. |
Mark Sykes ve Marvin Killgore bu göktaşının vahşi bir olay sonrasında oluştuğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | "مارك سايكس" و"مارفين كيلجور" يعتقدان أن النيزك أتى من حدثٍ عنيف |
Cage'e fazla odaklanarak Cottonmouth'u gözden kaçıracağımızı düşünüyorlar. | Open Subtitles | يعتقدان أننا نهمل"كوتنماوث" بتركيزنا عليه. |
Daha büyük bir şeyle bağlantılı olduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | قلت إنهما يعتقدان أن للأمر علاقةً بقضية أكبر. -ماذا؟ |
Onlar, arkadaş olduğumuzu düşünüyorlar. | Open Subtitles | هما يعتقدان أننا صديقان |
yani Karen Hayes, Jack'in yanıldığını düşünüyorlar. | Open Subtitles | أقصد (كارين هيس), يعتقدان أنه مخطىء اذاً ماذا يجب أن أفعل حيال هذا؟ |
Bizimkiler o aptalı bir şey sanıyor. | Open Subtitles | ..والداي يعتقدان انه افضل الرجال إطلاقاً |
Sizi eve çağırırdım ama bizimkiler sizi ibne sanıyor. | Open Subtitles | ..أريد اعطائكم فاش ببيتي ياشباب ولكن والداي يعتقدان انكم شواذ يارفاق |
Haberin olsun, ailem içkime ilaç atıp benimle baygınken ilişkiye girdiğini sanıyor. | Open Subtitles | فقط للعلم ، والديّ يعتقدان انك وضعت مخدرات في مشروبي ومارست الجماع معي بينما كنت انا غير واعية |
Ayrıca şu iki psikopat bizi rehine sanıyor. | Open Subtitles | اضافة الى ان هذين المجنونين يعتقدان اننا رهائن |
Ailem hâlen Margarita Adası'nda yaşadığımı sanıyor. | Open Subtitles | أبـواي لا يزالان يعتقدان أنني أعيش في جزيرة "مارجريتا". |
Kalabalıktaki gözlüklü tetikçiyi tarif eden adam ve çocuk gördükleri silahın buna benzediğine inanıyor. | Open Subtitles | الرجل والصبي اللذان وصفا المسلح بالنظارة الطبية في الحشد يعتقدان أنّ هذا يشبه السلاح الذي رأوه |
SD-6 ve Müttefikler annemin saklandığına inanıyor. | Open Subtitles | SD-6 والتحالف يعتقدان بأنّ أمّي في الإختفاء. |