- Bizim Michigan'a bir kuyunun içindeki babanı ziyarete gideceğimizi düşünüyorlar! | Open Subtitles | , أنهم يعتقدوا أننا ذاهبون الي ميشيغان لزيارة والدك في البئر |
İnsanlar şuan olan şeyin, sonsuza dek devam edeceğini düşünüyorlar. | Open Subtitles | الناس يعتقدوا أنه أيا كان ما يحدث الآن , سيستمر في الحدوث في المستقبل |
Neyse, ajansa bu konu hakkında bir şey söylemezsem memnun olacağını söyledi çünkü güvenilir olmadıklarını düşünmelerini istemiyormuş. | Open Subtitles | لذا قالت أنها ستكون ممتنة جداً إن لم أخبر الوكالة، لأنها لم ترد لهم أن يعتقدوا أنها غير صادقة |
Santa Rosa Polisi onların yaşlı adam öldükten sonra girdiğini düşünüyor. | Open Subtitles | المحقيقين يعتقدوا انها قد جائت بعد مقتله |
- Seni öldürdüğümü sanıyorlar. - Hayır. Eh, hemen geri dönmem gerekiyor. | Open Subtitles | انهم يعتقدوا اننى قتلتك لا,يجب ان اعود على الفور |
- Çocuğumun benim bir katil olduğumu düşünmesini istemiyorum. | Open Subtitles | لكن لا أريد لأبنائي أن يعتقدوا انني قاتل |
Herkese 33 diyorum, çıktığım adamların çoğu 27 sanıyor. Ama değil. | Open Subtitles | أخبر الجميع أن عمرى هو 33، وأغلب الرجال الذين واعدتهم يعتقدوا أنه 27، لكن لا |
Doktorlar bundan emin olmanın imkansız olduğunu ama bir veya iki yıl ömrü kaldığını düşündüklerini söylemişler. | Open Subtitles | والأطباء أخبروه بأن ليس هنالك طريقة للتأكد لكنهم لم يعتقدوا بأنه شيعيش سنه أو إثنتين |
Müfettişler, arabaları alanı bulduklarında, cinayetlerden sorumlu kişiyi bulacaklarını düşünüyorlar. | Open Subtitles | المحققين يعتقدوا أنهم إن استطاعوا إيجاد هذه السيارات فسوف يجدوا المسئول عن القتل |
Hala oranın evleri olduğunu düşünüyorlar, anlatabildim mi? | Open Subtitles | لا يزالوا يعتقدوا أنه منزلهم إذا فهمت ما أعني |
Bilemiyorum, benim müthiş olduğumu filan düşünüyorlar. İyi görünüyorsun kızım. | Open Subtitles | لا أعلم ، فهم يعتقدوا بأنني رائعة ، أو شيئاً من هذا القبيل |
Sadece diğer çocuklar bana özeniyorlar ve korkak olduğumu düşünmelerini istemiyorum. | Open Subtitles | لا ، لكن الأولاد الآخرين يتطلعون إليّ ولا أريدهم أن يعتقدوا أنني جبان |
-Evet. Peki, neşeli adımlar at. Buralı olduğumu düşünmelerini istemiyorum. | Open Subtitles | إذن، تحرك برشاقة لا أريدهم أن يعتقدوا أنني من هذه المنطقة |
Olay Yeri İnceleme, ölüm sebebinin bir nesneyle boğulmak olduğunu düşünüyor. Bu diğer kurbanlarla da tutarlılık gösteriyor. | Open Subtitles | محققي مشهد الجريمة يعتقدوا أن سبب الموت هو الخنق برباط وهو ما يتسق مع باقي الضحايا |
Editörüm bu kitabın, senin entelektüel züppenin yeni yıl hediyesi olacağını düşünüyor. | Open Subtitles | المحررين يعتقدوا انه سيكون هدية العام للمفكرالكبير المغرور فى حياتك |
Onları DDT ile durduracaklarını sanıyorlar! | Open Subtitles | يعتقدوا انهم يستطيعوا ايقافهم بواسطة الدى دى تى |
Onların teknenin yemek demek olduğunu düşünmesini istemeyiz. Kazalar böyle oluyor. | Open Subtitles | نحن لا نريدهم أن يعتقدوا أن القارب هو الطعام, هكذا تحدث الحوادث |
Herkese 33 diyorum, çıktığım adamların çoğu 27 sanıyor. Ama değil. | Open Subtitles | أخبر الجميع أن عمرى هو 33، وأغلب الرجال الذين واعدتهم يعتقدوا أنه 27، لكن لا |
Bulutlar, aşk ve hayat. Şarkıyı söyleyen kişi şeyle ilgili düşündüklerini söylüyor... | Open Subtitles | الغيوم، الحب والحياة، والمغني يغني بأنهم اعتادوا أن يعتقدوا أن... |
Ama bu sayıların onları ilgilendirmediğini düşündüler. | TED | لكنهم لم يعتقدوا أن تعنيهم تلك الأرقام. |
Kimsenin izlemediğini düşündükleri zaman insanların davranışlarının sessiz ve görünmez bir gözlemicisiydim. | TED | كنت صامتاً، مراقب غير مرئي لكيف يتصرف الآخرين بينما كانوا يعتقدوا أن لا أحد يراهم. |
Bizim bir çeşit şaka oyunu oynadığımızı sandılar, açıkçası neden öyle sandıklarını hiç anlamadım. | Open Subtitles | سوف يعتقدوا اننا نخطط لنكت هزلية معهم بامانة انا لا اعرف لماذا |
İlahiyat fakültesindekilerin çoğu onun şeytanın ellerinde öldüğüne inanıyor. | Open Subtitles | حسنا , العديد من اللاهوتيين يعتقدوا ذلك لقد مات بأيدى الشيطان |
Şu anda seni rehin aldığımı düşünmeleri gerekiyor. | Open Subtitles | حسناً، الآن من الضروري أن يعتقدوا أنني أخذتك رهينة |
Bir süper ajan çift. Bizim bir çift hödük olduğumuzu düşünsünler istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريدهم أن يعتقدوا أننا ثنائى من السذج |
Polise verdim ama fotoğrafların güvenilir olduklarını düşünmediler. | Open Subtitles | عرضتها على الشرطة ولكنهم لم يعتقدوا أنها مهمة |
Onun zayıflığı bu yılanların iktidarı ele geçirebileceklerini düşünmelerine neden oldu. | Open Subtitles | ضعفه سمح لهؤلاء الأفاعي أن يعتقدوا أن بإمكانهم الإستيلاء على السلطة |