Çorapları iade alıyorlar ve paramı geri veriyorlar ya da istediğim renkteki çorapla değişim yapabiliyorum. | TED | إنّهم يستعيدونها مجدّدا و يعيدون لي أموالي أو يعطونني أيّ جوارب أخرى أختارها. |
Evet. Bana haplar veriyorlar. Bunu her gün yapıyorlar. | Open Subtitles | إنهم فقط يعطونني الحبوب إنهم يفعلون ذلك كل يوم |
Seninle evlenip seni bu delikten kurtaracağım. Onlar... Onlar bana bir jet veriyorlar. | Open Subtitles | و آخذكي بعيداً عن هنا سوف يعطونني طائرة نفاثة |
İnsanlar içmem için bir bardak su verdiler, gülü verdiler. | TED | الأشخاص يعطونني كأس الماء لأشرب، يعطونني وردة. |
Üç gün erkenden geldim, fazla mesai verdiler mi? Hayır. | Open Subtitles | أجىء مبكرآ لثلاثة أيام هل يعطونني وقت إضافي؟ |
Önceden bana bunun için madalya verirlerdi. | Open Subtitles | كانوا يعطونني ميداليات بسبب هذا أتصدق هذا ؟ |
diyebilirim. Onlar bana gerekli bilgiyi verirler, ve biz de hastanın tedavisini daha iyi yapabiliriz. | TED | يعطونني تلك المعلومات و نجعل رعاية المريض أفضل |
Bundan şüphe duyarım. Kendilerini terk eden biri için vermezler. | Open Subtitles | أشك بذلك، لن يعطونني لأجل شخص هجرهم |
Dostum, böyle konuşmam için bana tonlarca para veriyorlar. | Open Subtitles | يا رجل، هم يعطونني كتل من النقود لأتكلم هكذا. |
Bir saniye müsaade edin. Çıtırlarla konuşurken,.. ...bunlara bir beşlik çakarsam daha fazla bahşiş veriyorlar. | Open Subtitles | اعذروني لدقيقة ، هؤلاء يعطونني بقشيش أكثر عندما أحييهم بينما نحن نتحدث عن الفتيات |
Neden bana sadece bir gün için yetecek kadar insülin veriyorlar biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلم لمَ يعطونني مايكفيني من الأنسولين ليوم واحد كل مرة؟ |
Sürekli badava şeyler veriyorlar batırdığım jet-ski gibi. | Open Subtitles | و دائماً يعطونني اشياء مجانية مثل تلك الزلاجة المائية التي أغرقتها |
Siktiğimin zamanını ben de görebiliyorum ama tüm ağır davaları bana veriyorlar. | Open Subtitles | ، أرى الوقت لكنهم يعطونني القضايا الصعبة |
Sürekli bana şu bereket tarikatı boklarından veriyorlar oraya buraya bırakıyorlar. | Open Subtitles | دائماً ما يعطونني مواداً لتخصيب الأرض و تبقى آثارها منتشرة |
Sarı güller verdiler. Sarı güller. Her gittiğimiz yerde. | Open Subtitles | كانوا يعطونني ورود صفراء، ورود صفراء، في كل محطة. |
Bana bir parola verdiler ve adam burada değil. | Open Subtitles | يعطونني شفرة ولا اجد الرجل الذي يفهمه. |
Neden mi? Bana tam yetki verdiler. | Open Subtitles | "لماذا؟" أنت تقولون لأنهم سوف يعطونني تحكماً إدارياً كاملاً |
Yoksa mutlaka ikinci bir şans verirlerdi. Öyle mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | ما عدا ذلك، هم يعطونني بالتأكيد فرصة ثانية. |
Çok güzel saçlara sahipti, yapılıydı ve onun yaşındaki çocuklar hep bana dondurma alırlardı bana baseball kartları verirlerdi, onunla tanışabilmek için kıçımdan ayrılmazlardı. | Open Subtitles | كان شعرها جميلاً وكانت حسناء و... كان يبتاع لي أصدقائها دوماً المثلّجات يعطونني بطاقات البيسبول يعاملونني بلطف |
O yüzden bana yağsız mısır verirler. | Open Subtitles | لذلك فإنهم يعطونني فشاراً خالياً من الدسم |
Hiçbir şey vermezler bana. | Open Subtitles | فهم لا يعطونني شيئاً مفيداً |
Onları düzeltmeye çalışmama imkan bile vermediler. | Open Subtitles | لو يعطونني حتي فرصة للمحاولة وأصلاحهم. |