Ringa balığı sürülerini birçok kanaldan oluşan kıyıların derinliklerinde bulacaklarını biliyorlar. | Open Subtitles | إنهم يتوجّهون نحو رقعة معيّنة من الساحل داخل عمق شبكة قنوات حيث يعلمون أنه يمكنهم العثور على أسراب الرّنكة العظيمة |
Bebeğin kuduz, kanatlı bir gariban olacağını ve kapanından uçarak çıkıp, doğrudan cehenneme gideceğini biliyorlar. | Open Subtitles | الذي يعلمون أنه سيخرج بشكل غريب وبه داء الكلاب وأجنحة، ويحاول الطيارة حول رأسكِ عائداً مباشرتاً إلى جهنم. |
Ordudan. Burada olduğunu biliyorlar. | Open Subtitles | ،كان أفراد الجيش يتحدثون إنهم يعلمون أنه هنا بالداخل |
Onlar, tıpkı bir şirketi batırmak gibi şirket kurmamanın da başarısızlık olduğunu bilirler. | TED | فهم يعلمون أنه يمكنك أن تفشل ببدء عمل تجاري ينتهي بالإفلاس أو الفشل في بدء عمل تجاري أساساً. |
-Gece yiyemeyeceklerini bilirler. | Open Subtitles | الأولاد يعلمون أنه ممنوع تناول الحلوى بالليل |
Burada olduğunu, silahlı ve tehlikeli olduğunu biliyorlardı,.. | Open Subtitles | ،هو يعلمون أنه هنا ويعملون أنه مسلح وخطير |
Bir şerif olduğunu biliyorlardı. | Open Subtitles | الآخرون يعلمون أنه كان هناك شريفاً على الطائرة. |
Reston'ın arkasında sıra oluyorlar çünkü genel olarak onun tecrübeli ve Grant'le mücadele etmek için yeterince zorlu biri olduğunu biliyorlar. | Open Subtitles | إنهم يصطفون خلف رستون لأنهم يعلمون أنه محنّك وقوي بما يكفي لمحاربة غرانت في الانتخابات العامة |
Onlar dünyalarını kontrol edebilmeyi biliyorlar. | TED | وهم يعلمون أنه يمكنهم التحكم بعوالمهم. |
Bak, ailemin parası olduğunu biliyorlar. | Open Subtitles | أنظر, إنهم يعلمون أنه لدى عائلتي المال, |
Yozlaştığını biliyorlar. Buna itibar etmezler! | Open Subtitles | إنهم يعلمون أنه فاسد إنه لا يهتمون |
Beni ikna etmeleri gerektiğini biliyorlar. | Open Subtitles | يعلمون أنه سيكون عليهم إقناعي بالسبب. |
Bunun, en iyimizin başına bile gelebileceğini biliyorlar. | Open Subtitles | يعلمون أنه قابل .للحدوث لأفضل البشر |
Bunun saçmalık olduğunu da biliyorlar. | Open Subtitles | -و أيضاً يعلمون أنه أمرٌ منافيّاً للعقل ... |
Bizde kolye olduğunu biliyorlar. Nora'nın bizimle olduğunu biliyorlar. | Open Subtitles | يعلمون أنه بحوزتنا القلادة يعلمون أنَّ (نورا) معنا |
Araç sürmekte bir şey yok. Ehliyetin olmadığını biliyorlar mı? | Open Subtitles | هل يعلمون أنه لا رخصة لديك ؟ |
Bilim insanları ne zaman bir galaksiden dışarı doğru püsküren bir kuasar görseler bir süper kütleli karadeliğin orada olduğunu bilirler. | Open Subtitles | عندما يرى العلماء الكويزر منطلقاً من المجره يعلمون أنه من ثقب أسود ضخم |
Hiçbir polis ölmek istemez ama sonradan görev esnasında olunca departmanın güzel şeyler yapacağını bilirler. | Open Subtitles | لا يريد أي شرطي أن يموت, لكنهم يعلمون أنه إن حصل ذلك أثناء تأدية الواجب, القسم سيفعل الصواب معهم. |
Bizi yok etmeye hazır biri olduğunu biliyorlardı. | Open Subtitles | حسنُا، إنهم يعلمون أنه كان مستعدًا لقتلنا |
Kumpas olduğunu biliyorlardı. | Open Subtitles | - كانوا يعلمون أنه كمين |