Öbür kadının benim için hiçbir anlamı olmadığını bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تعرفين أن النساء الأخرين لم يعنون الكثير لي |
Sigorta ve tazminatın da hiçbir anlamı yok. | Open Subtitles | وأن الضمان الاجتماعي ومعاش التقاعد لا يعنون أي شىء |
Eğer sana bir şey ifade etmiyorsa durumunu korumuş oluyorsun. | Open Subtitles | إذا كانوا لا يعنون لك شيئاً، كنت بقيت على موقفك |
Oysa doğru dürüst tanımadığım, benim için bir şey ifade etmeyen insanlarla gün içinde durmaksızın muhabbet ediyorum. | Open Subtitles | بينما أتحدّث باستمرار مع أشخاص لا أكاد أعرفهم والذين لا يعنون لي شيئًا, مجرّد معرفة عَرَضيّة. |
- Belki de hiçbir anlamları yok. | Open Subtitles | ربما لا يعنون شيئاً علي الإطلاق |
Bu üssün ve denizcilerin Qasim için ne anlama geldiğini biliyor. | Open Subtitles | هذه القاعده , جنود البحريه هؤلاء أنه يعلم ماذا يعنون لقاسم |
Arturo, bununla tam olarak neyi kastediyorlar? | Open Subtitles | آرتورو، ماذا يعنون حقاً بهذا؟ |
Küçük kız, ölü öküz, kitap, hiçbirinin anlamı yok. | Open Subtitles | الفتاة الصغيرة، العجل الميت، الكتاب، لا يعنون شيئاً. |
Senin için anlamı olan insanlara güvenebilmelisin. | Open Subtitles | يجب أن تثقي في الناس اللّذين يعنون لكِ شيئاً ما |
Onların senin için az da olsa bir anlamı varsa bize yerlerini söyle. | Open Subtitles | اذا كانوا يعنون أي شيء لك أي شيء على الاطلاق فعليك أن تعطينا مكان تواجدهم هل تفهم ذلك؟ |
- Hepsinin senin için anlamı büyük, öyle mi? - Evet. | Open Subtitles | - لقد كانوا يعنون لكِ الكثير، أصحيح هذا؟ |
Buraya geri dönüyor, sana ve herkese, bunun hiçbir anlamı olmadığını... | Open Subtitles | أتقول إن البلدة والجميع... لا يعنون لك أي شيء؟ |
Bunlar benim için bir şey ifade etmiyor. Hepsini de biliyorum ama bunlar beni mutlu etmeye yetmedi. | Open Subtitles | لا يعنون شيءَ لقد عَرفتُهم كُلّهم، ولم يجَعلوني سعيد أبداً |
Onların bir anlam ifade etmediğini kendin söylemiştin. | Open Subtitles | بخير ربما قلتها بنفسك إنهم لا يعنون شيئاً |
Gerçekten önemli olduklarını, bizim için çok şey ifade ettiklerini bilsinler. | Open Subtitles | أنا أجعلهم يعرفون بحق أنهم بنفس ذات الأهمية كما يعنون بنفس القدر |
Tıpkı Binbaşı Thakur, çocukları ve karısı, senin için hiçbir şey ifade etmedikleri gibi! | Open Subtitles | مثل المايجور ثاكور وطفلته الصغيره وزوجته لا يعنون لك شيئا.. كذلك شاليني وان كان مقدر لها ان تموت .فلتموت |
Benim için bir anlamları yok. | Open Subtitles | إنهم لا يعنون أي شيء لي على الإطلاق. |
Hayır, kesinlikle bir anlamları var. | Open Subtitles | لا ,إنهم يعنون شيئا قطعا |
İnsanlar der ki ister istemez olur. Onlar bu anlama gelmez. | Open Subtitles | الأشخاص الذين يقلون شئنا أم أبينا وهم لا يعنون ذلك |
Eğer düşündüğüm anlama geliyorlarsa Richard'ın yapabileceği korkunç şeyleri anlatmak için kelimeler yetmez. | Open Subtitles | إذا كانو يعنون الذي أعتقدهم يعنوه لن يكون هناك إخبار للأشياء الفظيعة التى ريتشارد قد يكون قادر على فعلها |
200 Numara. Otobüsü kastediyorlar. Hayır! | Open Subtitles | رقم 200، إنهم يعنون الحافلة |
Benim için çok değerliler. | Open Subtitles | ولكني أريد منك الإبتعاد عنهم يعنون لي الكثير |
Çünkü hep başka bir şeyleri kastederler. | Open Subtitles | نعم.. لأنهم في العادة يعنون شيء آخر |
Ölmediğini söylediklerinde bunu kastediyorlardı. | Open Subtitles | إنهم يعنون مايقولون بخصوص كون متشل ليس ميتا |
İnan bana. "Hayır." dediklerinde, asıl demek istedikleri "Evet."tir. | Open Subtitles | صدقيني عندما يقولون لا هم يعنون في الحقيقة نعم |