çok sıradışı ve zekice planlanmış, bir cinayet olduğu anlamına gelir. | Open Subtitles | فهذا يعني أنها جريمة قتل غير عادية تم التخطيط لها بذكاء |
Peki, bu demek oluyor ki o çocukların peşinden gitmemizi istiyor. | Open Subtitles | حسناً ، هذا يعني أنها تود منا الذهاب لإنقاذ هؤلاء الأطفال |
Şunu demek istiyorum, sana yalan söylemesi seni sevmediği anlamına gelmez. | Open Subtitles | إسمع لمجرد أنها كانت تكذب عليك، لا يعني أنها لم تحبكَ. |
demek ki doğrudan isabet eden bir mermi kadar sert çarpmamış. | Open Subtitles | إنها ممزقة مما يعني أنها أخترقت بقوة أقل من ضرب مباشر |
Nineniz bunun üzerinde çalışıyordu, bu da demektir ki çözmeye çok yaklaşmıştı. | Open Subtitles | جدتك كانت تعمل على بداية إذاً هذا يعني أنها كانت قريبة لاكتشافها |
Bu, daha önce hiç düşmediği anlamına geliyor. İnsanın içini rahatlatıyor. | Open Subtitles | هذا يعني أنها لم تتحطم من قبل وهذا أمر مطمئن جداً |
Bu silahlardan 1800'ü yüksek alarmdadır. Bunun anlamı, 15 dakika içinde başkanlık emriyle devreye sokulabilecek olmalarıdır. | TED | حوالي 1,800 من هذه الأسلحة في حالة تأهب قصوى، ما يعني أنها يمكن أن تُطلق خلال 15 دقيقة بعد أمر رئاسي. |
Para ve arazi sizinse bu salonunda sizin olacağı anlamına gelmiyor mu? | Open Subtitles | إذا كان المال مالك و الأرض أرضك هذا يعني أنها ردهتك ؟ |
Çirkin olduğu anlamına gelir ve o, insanların ayaklarını dikizlemesini istiyor. | Open Subtitles | ..هذا يعني أنها قبيحة وهي تود أن ينظر الناس لأرجلها فقط |
Bir insanın bir şey üretirken emek sarfetmesi , o kişinin tüm hayatının o işten ibaret olduğu anlamına gelmez. | TED | لمجرد ان الشخص يقضي وقته في صنع قطعة من شيء لا يعني أنها تصبح ذلك، قطعة من شيء. |
bu da, meydana gelebilecek hatalara karşı veya bir takım kasıtlı saldırılara karşı savunmasız olduğu anlamına geliyor. Fakat hatalar bile kötü olabilir. | TED | وهذا يعني أنها عرضة لأنواع معينة من الأخطاء التي يمكن أن تحدث، أو أنواع معينة من الهجمات المتعمّدة، ولكن ستكون أخطاء سيئة للغاية. |
Bu demek oluyor ki, bu 4 defa döndüğünde, diğeri 3 defa dönmüş olacak. | TED | وهذا يعني أنها عندما تدور أربع مرات، فإن الأخرى تدور ثلاث مرات. |
bu da demek oluyor ki her neslin adımlarını. | Open Subtitles | والذي يعني أنها بإمكانها إسترجاع كل خطوات جيلها |
Onun bir yükümlülük olduğunu düşünmem ondan hoşlanmadığım anlamına gelmez. | Open Subtitles | مجرد اعتقادي بأنها مسؤولية لا يعني أنها لا تروق لي |
- demek ki çerçeve üstüne düşüp köprücük kemiğini kırdığında hayattaymış. | Open Subtitles | مما يعني أنها كانت حية عندما وقع الإطارة وسحق عظم الترقوة |
demek ki Çarşamba günü evi terk ettiğinde, dönmemeye karar vermişti bile. | Open Subtitles | هذا يعني أنها عندما خرجت يوم الأربعاء كانت قد قررت انها لن تعود |
bu da demektir ki yüzbaşılıktan binbaşılığa terfi etmiş. | Open Subtitles | . هذا يعني أنها أرتقت من القائد إلى رائدة |
bu da demektir ki bizi nezarethaneden* araması an meselesi. | Open Subtitles | ما يعني أنها مسألة وقت فقط قبل قبل أن تتصل بنا من هاتف الانتظار |
yani tamamını hiçbir zaman keşfedemeyeceğimiz, gerçekten uçsuz bir kıta anlamına geliyor. | TED | مما يعني أنها قارة لا حدود لها بحق، ولن يكون بمقدورنا اسكتشافها تمامًا. |
Ve gün boyunca şarkı söylerdi. Ve eğer susarsa bunun anlamı sadece ölümdü. | TED | وهي تغني طوال اليوم. وعندما تتوقف يعني أنها قد ماتت. |
Bazen bir kadının ilgisiz davranması aslında çok istediği anlamına gelir. | Open Subtitles | أحيانا يا سيدى عندما تتجاهلك السيدة فهذا يعني أنها تريدك بشدة |
Onları görmezden gelmek hiç de zor değil. Ama bu, önemli olmadıkları anlamına gelmiyor. | TED | من السهل التغاضي عنها، ولكن ذلك لا يعني أنها غير مهمة. |
Ayrıca o benim karım, yani o, ben ne istersem onu ister! | Open Subtitles | انها زوجتي كذلك وهو ما يعني أنها تريد أن تفعل ما أريد |