Hayatımın kazanmak için fotoğraf çekiyor olmam araştırma yapmayı bilmediğim anlamına gelmez. | Open Subtitles | أن يكون التصوير مهنتي لا يعني أني لا أحسن استعمال محركات البحث. |
Ama sana özel bir hediyem olmadığı anlamına gelmez bu. | Open Subtitles | ولكن هذا لا يعني أني لا أحمل هدية خصيصاً لأجلك |
Bak, ben Christina ile hala arkadaşım diye, bu seni önemsemediğim anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | أنظر, ليس لأني صديقة مع كريستينا هذا لا يعني أني لا أهتم بك |
Bu demektir ki, buraya sahiden gelmişim, ve gördüğüm her şey doğruydu. | Open Subtitles | ذلك يعني أني حقا كنت هنا وكل شيء رأيته حقيقي |
Şey, bu, yöntemlerimi gözden geçirmeye istekli olduğum anlamına geliyor. | Open Subtitles | حسناً،هذا يعني أني أنوي أن أعيد التفكير في تلك الطرق |
Bunun anlamı alışma ve alışmanın karar vermeye etkilerini ölçmüş olduğumdu. | TED | هذا يعني أني قمت بمراقبة عملية التعود وقياس تأثيرها على صنع القرار. |
Ama eğer bu kasedi izliyorsan... Demek ki buluşamadık. | Open Subtitles | إن كنت تشاهدين هذا الشريط فهذا يعني أني لم أحضر الاجتماع |
demek oluyor ki sana bu üssün genelde insanların az gördüğü bir kısmını göstereceğim. | Open Subtitles | يعني أني سأريك جزء من القاعدة أكثر الناس يتمكنون من رؤيته نادرا |
Alkolik olabilirim ama bu doğruyu söyleyemeyeceğim anlamına gelmez. | Open Subtitles | ربما أكون مدمن خمـر , ولكن هذا لا يعني أني لا أستطيع قول الحقيقة |
Yine de bu, kitabımın bel soğukluğu kapmasını istediğim anlamına gelmez. | Open Subtitles | انه لا يعني أني أريد كتابي ان ينال على التصفيق |
Yine de bu, kitabımın bel soğukluğu kapmasını istediğim anlamına gelmez. | Open Subtitles | انه لا يعني أني أريد كتابي ان ينال على التصفيق |
Ama kapıdan girmen, seninle konuşacağım anlamına gelmez. | Open Subtitles | لكن عبور الباب لا يعني أني سأتكلّم معك. حارس؟ |
Senin işin kendimi nasıl koruyacağımı göstermek ama bu sana ihtiyacım olmadığı anlamına gelmez. | Open Subtitles | مهمتك أن تعلمني كيف أحمي نفسي لكن ذلك لا يعني أني لست أحتاجك |
Çünkü chingachang isminin anlamını bilmemem bunun ne olduğunu bilmediğim anlamına gelmez. | Open Subtitles | فقط لأني لا أعرف إسمها الغريب فهذا لا يعني أني لا أعرف ما هي |
Bu da ne yazık ki bu görselleri yaratırken benim de işte bu dediğim anlamına gelmiyor. | TED | وللأسف، هذا لا يعني أني أملك لحظة التيقظ عندما أنتج هذه الصور. |
Hey, artık Em City'de olmaman senin çevirdiğin işleri umursamadığım anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | ليسَ لأنكَ لم تعُد في مدينة الزُمُرُد لا يعني أني لا أهتمُ بما يدورُ معَك هُراء |
Katolik olarak vaftiz edilmiş olmam lanet bir papaza ihtiyacım olduğu anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | مُجرّد أني عُمدّتُ كاثوليكياً لا يعني أني أحتاجُ لأي قِسٍ لعين |
Bu da demektir ki benim de bir yeri dolduracak , muhteşem, hakiki deri yapımı, şu ünvandaki birine ihtiyacım var. | Open Subtitles | مما يعني أني أبحث عَن شَخّص. أحتاج ريس عمل للأحذية الجلدية. الرائعة المُريحة. |
Şifreyi biliyor, bu da demektir ki ben de biliyorum. | Open Subtitles | هو يعلم كلمة المرور و ذلك يعني أني أعلم كلمة المرور |
Bunu garip bir şey olarak görmem aslında tıpkı onun gibi düşündüğüm anlamına geliyor. | TED | هذا يعني أني كنت أفكر مثله تمامًا، بأن أرى هذا كشيءٍ غريب. |
Buda, cenaze masraflarından sorumlu tutulamayacağım anlamına geliyor. | Open Subtitles | مما يعني أني لن أكون مسؤولة عن أي تكاليف جنازة |
Lanet ATM payını aldıktan sonra bana sadece 18.5 dolar kaldı bunun anlamı da benim 20 dolarımın değil yetersiz paramın olduğuydu. | Open Subtitles | لقد حصلت على 18.5 بعدما حصلت الشركة المرعبة على حصتها مما يعني أني لم أحصل على 20 دولار وأن مالي ناقص |
Bu da Demek ki bebeği ırkçı mahallemde büyütemem. | Open Subtitles | ما يعني أني لا أستطيعُ تربيتُه أو تربيتها في حيي المليء بالبِيض |
Bu da demek oluyor ki üç tane daha fabrika açmam gerekiyor. | Open Subtitles | مما يعني أني سأضطر لفتح ثلاثة مصانع أخرى بأقل تقدير |
Elbette bu her iki ülkede de yabancı olduğum anlamına geldi ve bu durum kuşkusuz benim için göç etmeyi oldukça kolay bir hale getirdi, iyi bir aile geleneği, baktığınız zaman. | TED | بالتأكيد، هذا يعني أني كنت أجنبياً في كلا البلدين وهذا بالطبع جعله سهل أو شيء طبيعي أن أهاجر، كما تنص تقاليد العائلة |