Bu adamlar fidye istemez ki, bu da tek bir anlama geliyor. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال لا يقومون بالاختطاف وطلب الفدية, ما يعني شيئاً واحداً. |
Ve telefonun çalması tek bir anlama geliyor: | Open Subtitles | عندما يرن ، هذا يعني شيئاً واحداً |
Nüfus sayımının, sadece bir anlamı var. Herod için daha fazla vergi. | Open Subtitles | ـ الإكتتاب إنما يعني شيئاً واحداً .. |
Bu da demektir bahsi artırıyoruz, ve bunun da tek anlamı var: | Open Subtitles | وهذا يعني رفع ما كان عليه سابقاً : وهذا يعني شيئاً واحداً |
Eğer bu mesaj çalıştıysa, bunun tek bir anlamı olabilir. | Open Subtitles | بتشغيل هذه الرسالة، فهذا يعني شيئاً واحداً |
Yani bu tek bir anlama geliyor. Ben bir köpeğim. | Open Subtitles | مما يعني شيئاً واحداً ... |
Bunun tek bir anlamı var dostlarım. | Open Subtitles | هذا قد يعني شيئاً واحداً فقط يا أصدقائي |
Sadece bir anlamı var. Yağmurluk. | Open Subtitles | ... هذا يعني شيئاً واحداً ، المعاطف |
Mesajı halen bulamıyorum ama daha hızlı geliyorlar, ve bunun da tek anlamı var. | Open Subtitles | و الرسالة ما زالت تحيرني لكنها تتوالى بشكل أسرع الآن، و هذا يعني شيئاً واحداً |
Gece geç saatte birisiyle görüştüğünü biliyorum ve bu görüşmelerin tek bir anlamı olabilir. | Open Subtitles | أعرف أنه يحجز وقتاً متأخراً لاجتماع ما، وأعرف أن ذلك يعني شيئاً واحداً. |
Eğer Lydia'yla kaçtıysa bunun sadece tek bir anlamı olabilir. | Open Subtitles | إذا هرب مع (ليديا), فهذا يعني شيئاً واحداً |