"يعوي" - Traduction Arabe en Turc

    • ulur
        
    • uluması
        
    • çığlık
        
    • uludu
        
    • uluduğu
        
    • hırlıyor
        
    • uluduğunu
        
    • Homurdanana
        
    • sokak
        
    Kurt ne zaman yalnız olursa, ulur ve geridekilere yerini bildirir. Open Subtitles حين يكون الذئب وحيداً يعوي إنها إشاره الموقع لبقيه القطيع
    Aydaki eski olanı havaya uçurduğundan beri ay köpeği evini kaybettiği için ulur. Open Subtitles الكلب يعوي الذئب بعيداً عن منزله في تلك اللحظة، حيث أنه خسر خلال إنفجار القمر.
    Yani eğer kurt uluması duyduysan, bu diğer kurtlarında yakın olduğu anlamına geliyor. Open Subtitles إذن لو سمعت الذئب يعوي هذا يعني أن أخرون يمكن أن يكونوا قريبيين
    Bu manyak her gece saatlerce çığlık atarak insanların rahatça hayal kurmasına engel oluyor. Open Subtitles وثمّة مخبولٌ لا ينفكّ يعوي طوال الليل، مُجرّداً إيّاهم من نعيم النوم الهانئ.
    Bütün gece boyu uludu. Open Subtitles و ظل يعوي طوال الليل..
    Köpeğin ve kurdun aya uluduğu yere. Open Subtitles للمكان الذي يعوي فيه الكلب والذئب للقمر.
    Kurt hırlıyor ve elinde av tüfeği olan adam Illya Kuryakin'e... Open Subtitles الذئب يعوي (و الرجال المسلح يقول لـ (إلايا كورياكين
    Bir kurdun, sürüsüne yerini belli etmek için uluduğunu söylemiştin doğru mu? Open Subtitles أنت قلت أن الذئب يعوي كي يوضح موقعه لبقية المجموعه أليس كذلك ؟
    - Dur tahmin edeyim. "Bak Şu Homurdanana." Open Subtitles -دعاني أخمّن، "انظروا من الذي يعوي "
    Kurtlar neden ulur biliyor musun? Bilmeli miyim? Open Subtitles هل تعرف حتى لماذا يعوي الذئب ؟
    O gündür bu gündür dolunayda ulur. Open Subtitles "وهو يعوي على القمر منذ ذلك الحين"
    Scott'ın sana ihtiyacı olursa ulur. Open Subtitles يمكن لـ(سكوت) أن يعوي إذا احتاجك.
    Dün gece bile pencere açıkken kurt uluması falan. Open Subtitles اقصد حتى البارحة عندما انفتحت النافذة وكان الذئب يعوي
    Hey, sen kurt uluması duyan tek kişisin. Open Subtitles مهلاً أنت الذى سمعت الذئب يعوي
    Çakal uluması korkakçadır. Open Subtitles الذئب يعوي بالشتائم لكنه جبان
    Bu manyak her gece saatlerce çığlık atarak insanların rahatça hayal kurmasına engel oluyor. Open Subtitles وثمّة مخبولٌ لا ينفكّ يعوي طوال الليل، مُجرّداً إيّاهم من نعيم النوم الهانئ.
    Ama sonra canavar kudretle uludu. Open Subtitles لكن بعد ذلك البهيموث خرج يعوي
    Avukatları, işini bitirdikten sonra kızı öldürdüğü yerdeki ormana giderek bir ağaca tırmanıp köpek gibi uluduğu için ona bakmamı istediler. Open Subtitles لقد طلب مني محاموه أن ألقي عليه نظرة لأنه بعد أن أنهى فعلته.. ..تسلق أشجار الغابة حيث قتلها... ...و راح يعوي كالكلاب.
    Kurt hırlıyor ve elinde av tüfeği olan adam Illya Kuryakin'e... Open Subtitles الذئب يعوي (و الرجال المسلح يقول لـ (إلايا كورياكين
    O gece bütün ada, yavrunun annesi için ağlayarak uluduğunu duyabildi. Open Subtitles يا إلهي! بحلول الليل الجزيرة بأكملها استطاعت أن تسمع الجرو يعوي ويبكي من أجل والدته.
    "Bak Şu Homurdanana.!" Open Subtitles "انظروا من الذي يعوي"!
    Gece havlayan bir sokak kopegi dahi bizi uyanik tutmaya yeter kizlari yan odada olduruldu ancak onlar hic uyanmadilar mi? Open Subtitles صوت كلب بالشارع يعوي يجعلنا مستيقظين طوال الليل وهؤلاء قد قتلت طفلتهم بالغرفة المجاورة لكن لم يصحوا من نومهم ؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus