Ama bu bize 600 bin dolar borcun olduğu gerçeğini değiştirmez. | Open Subtitles | لكن هذا لا يغير من حقيقة أنك مدين لنا بستمائة ألف دولار |
Ama hayatımın sonuna kadar bununla yaşamam gerektiği gerçeğini değiştirmez. | Open Subtitles | هذا لا يغير من حقيقة أني مضطر للعيش مع هذا الذنب.. |
Bu adamın kafası karışmış olabilir ama bu 4 masum insanı öldürdüğü gerçeğini değiştirmez. | Open Subtitles | قد يكون هذا الرجل مشوشا ولكن ذلك لا يغير من حقيقة انه قتل 4 اشخاص ابرياء |
Ama bu, şu an eteğimde bir gölcük olduğu gerçeğini değiştirmiyor. | Open Subtitles | أدرك ذلك, و ذلك لا يغير من حقيقة انه لدي بركة في حضني |
Ama bu Wickers'in bir terörist olduğu gerçeğini değiştirmiyor. | Open Subtitles | هذا لا يغير من حقيقة الصعبة الباردة أن Wickers إرهابي. |
Ona ihtiyacım olduğu gerçeğini değiştirmiyor. | Open Subtitles | هذا لا يغير من حقيقة أننى أحتاجه |
Bu doğruysa bile, bu onun bana yalan söylediği gerçeğini değiştirmez. | Open Subtitles | حتي إن حدث ذلك ، هذا لن يغير من حقيقة أنها كذبت عليّ |
Annelik içgüdüme hitap etmen sana güvenemeyeceğim gerçeğini değiştirmez. | Open Subtitles | إستعطاف غريزة الأمومةِ لدي لا يغير من حقيقة أنني لا أستطيع الوثوق بك |
Biliyorum, benden oyca fazlaydınız ama bu bizim güç olarak daha zayıf olduğumuz gerçeğini değiştirmez. | Open Subtitles | وأنا أعلم، وأنا أعلم أنني الخسارة أمام الأغلبية الميكانيكية، ولكن هذا لا يغير من حقيقة أننا تفوقها. |
Biliyorsun, bu senin onlarla çalışıyor olduğun gerçeğini değiştirmez. | Open Subtitles | أتعلم، إنه لا يغير من حقيقة أنك لا تزال تعمل معهم |
Marty'nin bizi sattığı gerçeğini değiştirmez. | Open Subtitles | ولكن هذا لا يغير من حقيقة أن (مارتي) قام بخيانتنا |
Ama bu Adam'ın temiz bir sayfa açsa bile Yakuza'nın açmayacağı gerçeğini değiştirmez. | Open Subtitles | لكن هذا لا يغير من حقيقة رغم أنه بدأ بداية جديدة فالـ: (ياكوزا) لم يفعلوا ذلك |
Bu Davis'in bir katil olduğu gerçeğini değiştirmiyor. | Open Subtitles | هذا لا يغير من حقيقة كون (ديفيس) قاتلاً. |