"يفترض به أن" - Traduction Arabe en Turc

    • gereken
        
    İstenmeniz gereken yerden kovuluyorsunuz ve kimse tarafından içeri alınmıyorsunuz. TED المكان الذي يفترض به أن يأويك قام بطردك بعيداً، ولا تجد من يأويك.
    Oraya gittin, suratına gülmesi gereken adamla tanıştın ve sonunda onunla beraber çıktın. Open Subtitles ومن ثم تأتين هنا وتقابلين شخصاً ، يفترض به أن يهزأ بك
    Kore'li kızları ve güzel yemekleri sevdiğim için utanmam gereken zaman şu an mı? Open Subtitles و هل هذا الوقت الذي يفترض به أن أشعر بالإحراج لأني أحب الطعام الجيد و بائعات الهوى الكوريات؟
    Evet, zaten yapması gereken şey de bu, sorun çıkarmak. Open Subtitles أجل، هذا ما يفترض به أن تقوم به المدونة، تسبب المشاكل
    Başkasının savaşında savaşmak yerine, yanımızda olması gereken yerde olsaydı bunların hiçbiri yaşanmazdı. Open Subtitles ما كان سيَحدث هذا إذا كان والده هنا حيث يفترض به أن يتواجد بدلاً من القتال في حرب شخص آخر
    Gerçek bir adam sözünü tutar ve olması gereken yerde olması gereken zamanda olur. Open Subtitles رجل حقيقي يفي بكلمته وهو حيث يفترض به أن يكون عندما يفترض به أن يكون
    O zaman belki bize eritilmesi gereken bir tabancanın altı ay önce işlenen bir cinayette kullanıldığını açıklayabilirsiniz. Open Subtitles -حسنا, ربما يمكنك تفسير كيف انتهى المطاف بمسدس يفترض به أن يُتلف بواسطتك في قضية قتل قبل ستة أشهر؟
    Boston'da üniversiteleri turlaması gereken zamanda. Open Subtitles حين كان يفترض به أن يتجول لزيارة الجامعات في "بوسطن"
    Ama James, önde olması gereken insan. Open Subtitles لكن (جيمس)، هو من يفترض به أن يكون بالمقدمة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus