Onunla son konuştuğumda, beni özlediğini ve "fındık kırmak" için bana para vereceğini söylemişti. | Open Subtitles | اخر مرة تحدثتُ اليه قال انه يفتقدني وأراد مني ان اتناول الفُشار معه |
Seni tanımasam beni özlediğini düşüneceğim. | Open Subtitles | ولم أكن أشك هناك شخص ما يفتقدني. |
Birbirimize çok aşığız o beni çok özlüyor. | Open Subtitles | ... نحن حتى جذبت إلى بعضها البعض، حتى في الحب مع بعضها البعض... ... وقالت انها حقا يفتقدني. |
Evet, iyiyim. Sadece beni biraz özlemiş, hepsi bu. | Open Subtitles | نعم أنا بخير إنّه فقط يفتقدني هذا كلّ شيء |
Bana bir şey olsa kimse özlemez. Yata ben gideceğim. | Open Subtitles | لن يفتقدني أحد ، لذا سأصعد أنا على متن اليخت |
Çok seyahat ediyorum, Carl beni özlediği için böyle yapıyor herhâlde vesaire. | Open Subtitles | مثل, تعلمين, أنا أسافر كثيرآ وكارل ربما يتصرف هكذا 'لأنه يفتقدني |
Broadway gidersem beni özlemeyecek. | Open Subtitles | برودواي لن يفتقدني ان لم اذهب ولكن هؤلاء التلاميذ سيفتقدونك |
Umarım beni fazla özlememiştir. | Open Subtitles | أمل انه لم يفتقدني كثيراً |
- Eğer beni çok özlüyorsa, gitmeyecekti. | Open Subtitles | لو يفتقدني لهذا الحد لم ينبغي عليه المغادرة |
Beni özlediğini, Amerika'ya yanına gelmemi istediğini yazmış. | Open Subtitles | وأنّه يفتقدني. وأنّه يرغب بأن أنضم إليه في (أمريكا). |
Viktor'la tekrar konuşma fırsatım olsa ve beni özlediğini söylese sanırım "aynen"den daha güzel bir şey bulurdum. | Open Subtitles | لو تسنّت لي فرصة مخاطبة (فكتُر) مجدّدًا، وأخبرني بأنّه يفتقدني... فأظنّ... أودّ أن أظنّ أنّ بوسعي الإتيان بعبارة أفضل من "الشعور متبادل" |
Sanırım beni çok özlüyor. | Open Subtitles | أعتقد بإنه يفتقدني كثيراً |
Ama bu tamamen yanlış çünkü ben Mark'ı özlemiyorum o beni özlüyor. | Open Subtitles | لَكِنْ كُل هذا هُراء، لأنّي لا أفتقد (مارك)، و (مارك) يفتقدني |
Beni özlemiş. Gülen surat, gülen surat, kalp. | Open Subtitles | يفتقدني, وجه مبتسم وجه مبتسم, قلب |
Bakalım bugün beni kim özlemiş. | Open Subtitles | لنرى من يفتقدني اليوم؟ |
Bay Schuester beni özlemez. | Open Subtitles | حسنا ، السيد شوستر لن يفتقدني |
Dikkat ettiğim sürece, beni özlemez bile. | Open Subtitles | طالم أعتني به لن يفتقدني |
- Kimsenin beni özlediği yok, Ray. | Open Subtitles | - . "لا أحد بالخارج يفتقدني يا "راي - |
Nefretle davranıp kimsenin beni özlemeyecek olması kolay değil. | Open Subtitles | أتصرف بشكل مكروه لكي لا يفتقدني أحد |
Umarım beni fazla özlememiştir. | Open Subtitles | أمل انه لم يفتقدني كثيراً |