İkis ide senin her babanın gurur duyacağı bir evlat olduğunu düşünüyordu. | Open Subtitles | كما ترى، شعر كلاهما أنك من نوع الأبناء الذي يمكن أن يفخر به المرء |
Hayatında bir şeye sahip olsa, gurur duyacağı bir şeye bu sefer temiz kalabilir. | Open Subtitles | ربما لو حصل على شيء في حياته شيء يفخر به ربما يقلع هذه المرة |
Burada herkesin gurur duyacağı bir evi ve güvende olacağı bir işi olmalı. | Open Subtitles | الكل هنا يجب أن يملك منزل يفخر به عمل مؤمن له |
Ve baban bizimle birlikte burada olsada olmasada... sen onun gurur duyarak... baktığı bir adamdın. | Open Subtitles | سواءً كان والدك هنا أم لا أنت الرجل الذي يفخر به الرجل الذي يمكن أن يتطلع إليه |
Ve baban bizimle birlikte burada olsada olmasada... sen onun gurur duyarak... baktığı bir adamdın. | Open Subtitles | سواءً كان والدك هنا أم لا أنت الرجل الذي يفخر به الرجل الذي يمكن أن يتطلع إليه |
Sen bir babanın gurur duyacağı bir çocuksun. | Open Subtitles | إنك تمثل الإبن الذي يفخر به أي أب |