Topraktaki bu yarık Yeraltı Dünyası'nı, Yaşayanlar Dünyası'ndan ayıran örtüdeki bir yırtık. | Open Subtitles | هذا الصدع في الأرض، أنه شق في الحاجز الذي يفصل بين العالم السفلي وبين عالمنا الذي نعيش به |
Tam istediğim şeyi yaptın. Topraktaki bu yarık Yeraltı Dünyası'nı, Yaşayanlar Dünyası'ndan ayıran örtüdeki bir yırtık. | Open Subtitles | إنه صدّع بالحاجز الذى يفصل بين العالم السفلى و عالم الأحياء. |
Topraktaki bu yarık, Yeraltı Dünyası'nı, Yaşayanlar Dünyası'ndan ayıran örtüdeki bir yırtık. | Open Subtitles | هذا فلقٌّ فى الأرض ، إنه شق فى الحاجز الذي يفصل بين العالم السفلي و عالم الأحياء. |
Bir ay arayla iki aile evlerinde öldürüldü. | Open Subtitles | مقتل عائلتين في بيتيهما وهناك شهر يفصل بين الجريمتين |
1933 ve 34'te birkaç ay arayla doğup ikisi de çiftlikte büyümüş. | Open Subtitles | يفصل بين ولادتيهما بضعة أشهر بين عامي 1933 و الـ34، كليهما نضجا في المزارع. |
Yunan mitolojisinde bu nehir ölüleri yaşayanlardan ayırır | Open Subtitles | فى الاسطورة الاغريقية.. النهر هو الذى يفصل بين الاحياء و الاموات |
Sıvıları ayırır. Merkezcil hızlanma yoğun maddelerin radyal düzlemde ayrılmalarını sağlar. | Open Subtitles | يفصل بين السوائل، تسارع الجاذبيّة يسبب كثافة المواد ليفصلها على طول إتجاه شعاعيّ |
Senin geçmişinle geleceğini ayırıp araya bir çizgi çeken bu önemli günü kutlamak için büyük bir pastaya ihtiyacımız var. | Open Subtitles | إنّه أمر ضخم يحتاج إلى كعكةً ضخمة للإحتفال، لوضع خطّ يفصل بين ماضيك ومستقبلك. |
Doğum günü geçmişle geleceği ayırıp araya bir çizgi çekmek için iyi bir zaman. | Open Subtitles | عيد الميلاد وقتٌ جميل لوضع خطّ يفصل بين ماضيك ومستقبلك. |
Karım ve oğlum birer ay arayla öldüler. | Open Subtitles | زوجتي وولدي ماتا ولم يفصل بين موت كل منهما سوى أشهرٍ |
Alçak bir taşkın ovası, sahili yukarıdaki kasabadan ayırır. | Open Subtitles | سهل منخفض يفصل بين الشاطئ والبلدة. |
Zengin ile fakiri birbirinden ayırır. | Open Subtitles | إنه ما يفصل بين الأثرياء والفقراء . |