Bu onun için iyi olabilir aslında. İçini döküp rahatlayabilir. | Open Subtitles | قد يفيدها ذلك، حيث تفريغ بعض الغضب وتقليص عدد الفرائس. |
Bir süre buradan uzak kalmasının ona iyi geleceğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | تعتقد أن بعض الوقت بعيداً يمكن أن يفيدها |
Bence bu onun için iyi oluyor. | Open Subtitles | لا إنها على ما يرام أعتقد أن هذا يفيدها |
Birkaç kilo verse iyi olacak ama hiç egzersiz yapmıyor... | Open Subtitles | إنقاص الوزن قليلاً يمكن أن يفيدها, لكنها ليست تتمرن... |
Bir uzmanla görüşse iyi olur. | Open Subtitles | ربما قد يفيدها أن تتحدّث إلى أحدٌ ما. |
Geçmişte yaşamak ona iyi geliyor olmalı. | Open Subtitles | أن العيش في الماضي يفيدها |
Tuzlu su iyi geliyor sanırım. | Open Subtitles | يبدو أن الماء المالح يفيدها |
Onun için de iyi olur. | Open Subtitles | ربما يفيدها هذا |
Sakin bir yer iyi gelir dedik. | Open Subtitles | ظننت أن هذا قد يفيدها. |
Sanırım benim hayatta olmam ona iyi geliyor. | Open Subtitles | -أظنّ أنّ كوني حيّاً يفيدها |
Hapishanedeyse sonu iyi olmayacak demektir. | Open Subtitles | -إن كانت في السجن، فلم يفيدها هذا ! |
- Abel'ı görmek iyi gelir. | Open Subtitles | " ربما يفيدها رؤية " إيبل |
İyi hissediyor o. | Open Subtitles | إن ذلك يفيدها. |