"يقابله" - Traduction Arabe en Turc

    • buluştuğu
        
    • görmediği
        
    • tanıştığı
        
    • tanışmadı
        
    • tanımadığı
        
    • buluşması
        
    • buluştuğunu
        
    • tanışmadığı
        
    • karşılaşmadığı
        
    Jacqnoud'un buluştuğu adamın adı Malik Sawari. Open Subtitles الرجل الذى كان جاكنند يقابله هو مالك سوارى
    - Gisborne'u Trip Inn'e kadar takip ettim. buluştuğu her kimse gelmedi. Open Subtitles أنا اتبعت " غيسبورن " إلى الفندق الذي كان سوف يقابله لم يأتي
    Sen onun hiç görmediği oğluydun ve o hayatını senin içi feda etti. Open Subtitles ،كنت ابنه الذي لم يقابله أبداً ومع ذلك كان مستعداً للتضحية من أجلك
    Yani tanıştığı, görüştüğü herkes potansiyel birer fahişe. Open Subtitles إذًا، فهو يرى أيّ شخصٍ يقابله كعاهرة مُحتملة.
    Kimse onunla tanışmadı. Open Subtitles لم يقابله أحد من قبل
    Kim tanımadığı bir çocuğa bir traş takımı alır? Open Subtitles من يعطي أدوات حلاقة لطفل لم يقابله في حياته
    Bugün buluşması gerekiyor. Open Subtitles يجب ان يقابله اليوم جلسة اطلاق سراحة ستكون في الغد
    Neyse, Jacqunoud'un kiminle ne amaçla buluştuğunu öğrendiğin zaman, bizi her zamanki numaradan ararsın. Open Subtitles عندما تحصلين على هوية من يقابله وتفاصيل الأجتماع أطلبى الرقم المعتاد
    Rütbeli bir polis hiç tanışmadığı birisini öldürmeye karar veriyor. Open Subtitles شرطي مقلّد يقرر قتل رجل لم يقابله قط.
    Yani daha önce hiç karşılaşmadığı birine mi saplantılı? Open Subtitles اذاً هو مهووس بشخص لم يقابله ابداً حتى؟
    buluştuğu adam elimizde. Open Subtitles لدينا الرجل الذي كان يقابله
    Callen'ın buluştuğu adam CIA Memuru Sabation'ymuş. Open Subtitles الرجل الذى كان يقابله (كالين) هو (ضابط المخابرات المركزية (ساباتينو
    Çünkü buluştuğu kişi... Open Subtitles لأن هذا الرجل الذي يقابله
    Hiçbir saygın hekim görmediği bir hasta üzerine tıbbi görüş sunmaya razı olmaz. Open Subtitles لن يقبل طبيب يتمتّع بسمعة مهنية تقديم رأي طبي عن مريض لم يقابله.
    Hiçbir saygın hekim görmediği bir hasta üzerine tıbbi görüş sunmaya razı olmaz. Open Subtitles لن يقبل طبيب يتمتّع بسمعة مهنية تقديم رأي طبّي عن مريض لم يقابله.
    Devasa egosuyla tanıştığı herkesi yok eder. Open Subtitles إنه يدمر أي شخص يقابله كم هو شخص مهم.
    Benway, tanıştığı herkesi işaretler. Open Subtitles (بينواي) يترك علامة على كل من يقابله مثل قرد الليمور
    Kimse onunla tanışmadı. Open Subtitles لم يقابله احد مع هذا
    - Kimse J.J.'yle gerçekten tanışmadı. Open Subtitles لم يقابله أحد يوماً
    Hiç tanımadığı birine böbreğini mi verecekmiş? Open Subtitles هل سيعطي كليته لشخص لم يقابله ؟
    Şu elinde dosya olan eleman Grady'nin buluşması gereken adam mı? Open Subtitles ذلك الرجل ذو لوحة الكتابة, هو الرجل الذي من المفترض أن يقابله جرادي
    Kimle buluştuğunu öğrenmeye çalış. Open Subtitles -من الذي كان يقابله
    Hiç tanışmadığı birilerini gururlandırmak. Open Subtitles شخص ما لم يقابله أبداً
    Daha önce hiç karşılaşmadığı birini. Bu sensin. Open Subtitles شخص لم يقابله هذا انت

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus