Sizi burada istemiyorum, Bayan. Sopayı uzatın, yaklaşıyorlar. | Open Subtitles | لا أريدك فوق هنا أعطني العمود إنهم يقتربون |
Ölüler ordusu kırlarda toplanıyor, ve kaleye yaklaşıyorlar. | Open Subtitles | سيدي جيش الموتى يتجمعون في الصحراء ـ إنهم يقتربون من القلع ـ كم يبعدون عنا ؟ |
Ölüler ordusu kırlarda toplanıyor, ve kaleye yaklaşıyorlar. | Open Subtitles | سيدي جيش الموتى يتجمعون في الصحراء إنهم يقتربون من القلعه كم يبعدون عنا ؟ |
Bir grup silahlı adam, gece görüş gözlükleriyle hızlıca size yaklaşıyor. | Open Subtitles | مجموعة من المسلحين يرتدون نظارات للرؤية الليلية يقتربون بسرعة من موقعك |
Goa'uld ana gemisi iniş yaptı. 2000 kişilik kadar bir kuvvet yaklaşıyor. | Open Subtitles | لقد هبطت سفينة جواؤلد رئيسية و هناك حوالى 2000 جواؤلد يقتربون |
15 metredeler ve yaklaşıyorlar. Oradan hemen çıkmalısın. | Open Subtitles | انهم علي بعد 20 يارده و ما زالوا يقتربون اخرج من عندك |
- Solucan deliğini daha da genişletiyor. - Çünkü gittikçe yaklaşıyorlar. | Open Subtitles | والثقب الدودي يتسع أكثر لأنهم يقتربون أكثر |
Topçularımızı alaşağı ediyorlar, efendim. Gittikçe yaklaşıyorlar. | Open Subtitles | ولكنهم تخلصوا من كل أسلحتنا يا سيّدي، إنهم يقتربون |
Rakipleri geçmek için gereken Göl'e yaklaşıyorlar. | Open Subtitles | أنهم يقتربون من الفرصة الثانية للتجاوز قرب البركة |
Rahatsız etmek istemem, ama gittikçe yaklaşıyorlar. | Open Subtitles | آسف , ولكنك لا تفهمينى إنتهو من حديثكم , فهم يقتربون |
Size yaklaşıyorlar, yüzüyorlar ve fotosentez yapıyorlar. | Open Subtitles | يقتربون منك تماما، يصبحون هلاميًّين من كلّ جانب، ليحصلو على التمثيل ضوئي |
Olabildiğince hızlı hallet. Droidler gittikçe yaklaşıyor. | Open Subtitles | فقط اجعل ذلك سريعا هؤلاء الآليون يقتربون |
Michael, araçlar geldi ve insanlar yaklaşıyor. | Open Subtitles | مايكل ، لقد وصلت سيارات أخرى و هناك أشخاص يقتربون |
Oscar Charlie ve Delta X-Ray hedefe yaklaşıyor. | Open Subtitles | اوسكار تشارلي والدلتا الأشعة السينية يقتربون من الهدف |
Doğu tarafından kimliği bilinmeyen ajanlar yaklaşıyor. | Open Subtitles | لدينا عملاء مجهولوا الهوية يقتربون من الشرق |
En yakın arkadaşımla karım gittikçe yakınlaşıyorlar. | Open Subtitles | أرى أعز أصدقائي وزوجتي يقتربون أكثر فأكثر |
Bir gece kapıya yaklaştıklarında onları gördüm ve onlara aniden bağlandığımı hissettim. | TED | رأيتهم في إحدى الليالي يقتربون من البوابة حينها، شعرت اتصالًا مباشرًا بهم. |
Cennet yolunda çok çabaladılar ama, ölüme çok yaklaştılar. | Open Subtitles | على كل حال, كلما كان يقتربون الى الجنة كانوا اقرب الى الموت |
CTU, Kyle Singer'ı bulmaya çok yaklaştı. | Open Subtitles | وحدة مكافحة الارهاب يقتربون من العثور على (سينجر). |
Nehrin yanına geliyorlar, Steve. | Open Subtitles | هم يقتربون للنهر، ستيف حسناً، أولاد. |
Hazineye yaklaşan olursa kazılan çukurlar sürekli deniz suyuyla doluyormuş. | Open Subtitles | في كل مرة يقتربون منه يقولون بأن بافلاً ان الفيضانات ملأت الحفرة بمياه البحر |
Kalplerimizin ve zamanın ışık hızına yaklaştıkça yavaşladığı ve maddenin enerjiye dönüştüğü bilimsel bir gerçektir. | Open Subtitles | إنها حقيقة علمية أن القلوب والساعات تبطئ عندما يقتربون من سرعة الضوء |
Birkaç ay önce yayınladıkları bültende bir şeyi açıklamaya çok yaklaştıklarını yazmışlardı. | Open Subtitles | ،نشرت تصريح صحفي منذ بضعة أشهر قالوا أنهم يقتربون من كشف الستار |
Eğer saldıracak olurlarsa önce yakına çekip sonra da ok yağmuruna tutacağız. | Open Subtitles | إن قاموا بمهاجمتنا، فدعوهم يقتربون ثم أمطروهم بوابل من السهام |
Onun silahsız angaryacılarını, Almanlar yaklaşırken saklar mısın? | Open Subtitles | هل تحصل على حفلة تعبه تحت التغطية عندما هم يقتربون ؟ |
Fazla yaklaşmalarına izin verme, yoksa ya tekmeyi yersin ya da uzaklaştırılırsın. | Open Subtitles | لا تدعيهم يقتربون منكِ كثيرًا لأنّه إمّا أن يقوموا بطردكِ أو سيتمّ أخذكِ بعيدًا. |
Bu yeni bulunan parçacıkları kullanarak, bilim adamları Einstein'ın kuvvetleri birleştirme rüyasına yaklaşıyorlardı. | Open Subtitles | وباستخدام هذه الجزيئات المُكتشفة حديثاً العلماء كانوا يقتربون من حلم اينشتين لتوحيد القوى. |