Biri sırıklara koşuyor ve topu atıyor. | Open Subtitles | احدهم يجري ناحيه الثلاث عصي و يقذف الكره |
O bıçakları atarken orada dur. | Open Subtitles | ستقف مكانك بينما يقذف هو السكاكين |
Ama artık zehirli artıklarını havaya kusuyor. | Open Subtitles | الذي يقذف الآن كتلاً نارية كبيرة في الهواء |
Evet, "boşalmak" tek başına bir fiil olarak da kullanılabilir. | Open Subtitles | نعم ، لكن " يقذف " من الممكن أن تستخدم كفعل أيضاً |
- Hiçbir satıcı 100.000 dolar değerindeki malı atacak kadar salak olmaz. | Open Subtitles | لا يوجد تاجر مخدرات غبى كفاية أن يقذف بضاعة بقيمة 100 الاف |
Bundan daha beteri donunu duşakabinin üzerinden kafama doğru fırlattı. | Open Subtitles | ولينهي الأمر... يقذف بملابسه الداخلية لي من على باب الحمام |
"Birleşme esnasında erkek sperm boşaltır vajinyanın içine." | Open Subtitles | وخلال الممارسة الرجل يقذف المني داخل الفرج |
O bakışı biliyorum. Boşalacak. | Open Subtitles | أعرف تلك النظرة سوف يقذف |
İsa birinin ağzına boşalıyor sanki. | Open Subtitles | إن صوته أشبه بالمسيح و هو يقذف في فم احد ما |
Jiz-mopper'ın işi her adam boşaldıktan sonra ortalığı temizlemek. | Open Subtitles | عمل منظفوا المنيء هو تنظيفه بعد كل شخص يقذف |
Yarım blok boyunca onu taşıyor... 3 metre yüksekliğinde duvardan aşağı atıyor beynine silah sıkıyor? | Open Subtitles | و أنه يقذف به من ارتفاع 6 طوابق و أن يقتله بالبندقية |
Sonra onları vuruyor derilerini yüzüyor ve her cesedi farklı bir nehire atıyor. | Open Subtitles | يسلخهم ثم يقذف بهم كل جثة فى نهر مختلف |
Tabii, tabii. Bizim yaşlı kaçık yumurta atarken ve camları pisletirken yakalanmış. Ailesi yakalamış. | Open Subtitles | جيريكو) الكبير، أمسكوه وهو يقذف البيض) ويضع الصابون على النوافذ، اأبويه عاقباه |
Angel'ı kızı aşağı atarken görmüşler ve sonrasında mayhem'e doğru kaçmış. | Open Subtitles | لقد رأوا (انجيل) يقذف بـِ (كييشا)، وذلك حوّل الموقف من مشادات كلامية إلى أذى متعمد |
Ateşliyor sonra Kargaşa kalabalığın üstüne kan kusuyor ve bu da kan. | Open Subtitles | و بعدها (مايهم) يقذف الدم على الجمهور و ها هو الدم |
Hâlâ kusuyor. | Open Subtitles | اوه , انه مازال يقذف |
Peki biri gözlerine boşalmak isterse? | Open Subtitles | ماذا لو أراد أحدهم أن يقذف على وجهكِ؟ |
"boşalmak" ne demek? | Open Subtitles | ما معنى يقذف |
Karanlıktan yararlanıp gizli botu İngiliz filosuna yakın bir yere getirip füzeyi Çin'e atacak. | Open Subtitles | سيضع القارب الذى لا كشفه الردار قرب الاسطول البريطانى و يقذف الصاروخ على الصين |
Bir olay göktaşlarını ve kuyruklu yıldızları fırlattı. | Open Subtitles | حدثٌ يقذف بالكويكبات والمذنّبات |
Tanrı O'nun gücünü ve şehvetini görür.. ve spermlerini Ganges'in içine boşaltır. | Open Subtitles | فلمّا رأت الآلهة حيويّته وفحولته اقترحوا أن يقذف منيه في نهر (الغانج) |
O bakışı bilirim. Boşalacak. | Open Subtitles | أعرف تلك النظرة سوف يقذف |
Adam dövüyor ama erken boşalıyor. | Open Subtitles | لكنه يقذف بسرعة |
Dinle, bir erkeğin en güvenilir olduğu zaman boşaldıktan hemen sonrasıdır ve ben şuanda tamamen dürüstlük istiyorum, o yüzden lütfen. | Open Subtitles | اسمعي، لأكون أكثر صدقاً الرجل فقط لم يقذف بعد وأريد بأمانة أن تكملي معه الآن، لذا من فضلك. |