"يقضى" - Traduction Arabe en Turc

    • geçiriyor
        
    • geçirmek
        
    • geçirecek
        
    • geçirmesi
        
    • geçirmeyi
        
    • geçiriyordu
        
    • geçirir
        
    • geçirdi
        
    • azledecek
        
    Siz geldiğinizden beri vaktinin çoğunu evde geçiriyor. Open Subtitles منذ أتيت ، يبدو انه يقضى معظم وقته بالبيت
    Günlerini ormanda golf toplarını arayıp, kaybolarak geçiriyor. Open Subtitles يقضى أيامه تائها فى الغابات يبحث عن كرات الجولف الخاصة به
    Zavallı bir adam, kızıyla vakit geçirmek için onu gözetim altına koyar. Open Subtitles رجُل مُثير للشقفة يضع إبنته تحت الإحتجاز لكى يقضى معها بعض الوقت
    Hayatını da bir evden diğerine taşınarak geçirmek istemiyor. Open Subtitles او اى مكان احسن هو مش عاوز يقضى عمره يتنقل من بيت لبيت
    Diğerlerinin yaptıkları şeyler yüzünden uykusuz geceler geçirecek. Open Subtitles يقضى ليالى لا يستطيع النوم من اخطاء ناس اخرين
    Harcamalar benden. Burası Paris. Birilerinin iyi zaman geçirmesi gerek. Open Subtitles حسابك عندى, هذه باريس, لابد ان يقضى المرء وقتا سعيدا
    - Yalnızlık nasıldır öğrenmek istiyorsan Cylon hapishanesinde birkaç hafta geçirmeyi dene. Open Subtitles , تود أن تعلم كيف يشعر شخص يقضى بضع أسابيع فى زنزانة حجز للسيلونز
    Evet, bildiğiniz gibi Robert, geceyi Singapur'da geçiriyordu. Open Subtitles حسنا, كما تعلم, ان روبرت كان يقضى لياليه فى سنغافورة
    Bu adam, kumda David Hasselhoff'tan çok vakit geçiriyor. Open Subtitles واود ان اخبركم ان هذا الرجل يقضى وقتا فى الرمال اكثر من دفيد هاسل هوف.
    Norman kumda, David Hasselhoff'tan daha çok vakit geçiriyor. Open Subtitles ان نورمان يقضى وقتا فى الرمال اكثر من هاسل هوف.
    Bir şelalenin başında zincir sallayıp zaman geçiriyor. Open Subtitles هو يقضى وقته علي قمة الشلال يدير سلسلة بيده
    Herkes iyi vakit geçiriyor gibi. Açık büfe var. Open Subtitles يبدو ان كل شخص يقضى وقتاً جميلاً هناك بوفيه مفتوح
    Bütün gününü hücresinde, çocuk gibi ağlayarak geçiriyor. Open Subtitles يقضى يومه كله فى سجنه فى البكاء مثل الطفل
    Ne istediğini bilmiyorum. Haftasonunu burada geçirmek istiyormuş. Open Subtitles لا أعلم ماذا يريد يريد أن يقضى العطلة هنا
    Eğer güne Marilyn ile yatakta başlarsanız, işte günü geçirmek isteyeceğiniz yer orasıdır. Open Subtitles وهذا هو المكان الذى يريد ان يقضى يومة فيه
    - Noel arifesini birkaç kızla birlikte geçirmek istemez. Open Subtitles هو لا يريد أن يقضى عشية الميلاد مع مجموعة من البنات
    Şimdiyse hayatını bir daha göremeyeceği birini özleyerek geçirecek. Open Subtitles وسوف يقضى بقية حياته مستعبدا لشخص لن يراه ثانية
    Bishop, kefaleti ödeyene kadar içeride iki gün geçirecek. Open Subtitles ...بيشوب لابد ان يقضى يومان قبل أن يتمكن من دفع الكفالة
    Bir kaya kartalının gün ışığında her saati bir yerlerde yiyecek bulmak için bu yamaçları tarayarak geçirmesi gerek. Open Subtitles والنسر الذهبي يضطر أن يقضى كل ساعات النهار يستكشف المنحدرات من اجل شيءما ، في مكان ما، لتناول الطعام.
    Bir komünistin boş zamanını geçirmesi için... tuhaf bir yer değil mi? Open Subtitles ألا ترون أن ذلك مكان غريب لشخص شيوعي يقضى فيه وقت فراغه ؟
    O, hayatının geri kalanını hapishanede geçirmeyi isteyecek bir adam değil. Open Subtitles هذا ليس شخصاً يريد أن يقضى بقية حياته فى السجن
    Andy'ye gelince molayı yüzünde garip bir tebessümle gölgede geçiriyordu bizlerin onun birasını içtiğimizi seyrederek. Open Subtitles أما أندى فكان يقضى الأستراحة جالسا فى الظل
    Bay Milton, zamanının çoğunu uçarak geçirir. Open Subtitles لذا يقضى السيد ميلتن الكثير من وقته فى الجو
    Kuzey Atlantik'te gemisi torpillendi ve 25 gününü bir salın üzerinde geçirdi. Open Subtitles رجل أصيبت سفينته بطوربيد و يقضى 25 يوما على طوف بشمال الأطلنطى
    Onu tahttan gönderen birini azledecek kudreti bile yok. Open Subtitles إنه حتى لا يستطيع أن يقضى على الشخص الذى أبعده عن العرش.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus