"يقلقوا" - Traduction Arabe en Turc

    • endişe
        
    • korksun
        
    • Endişelenmek
        
    • endişelenmeliler
        
    • endişelenmemeleri
        
    • Endişelenmelerini
        
    • Endişelenmeleri gereken
        
    İnsanlar gidecekleri yere nasıl gideceklerine dair endişe duymamaları gerekir. Open Subtitles الناس لا يجب ان يقلقوا حول كيفيه ذهابهم اينما يريدون
    Görünüşe göre birileri uyanık kalmış. Umarım endişe etmemişlerdir. Open Subtitles على ما يبدو بأن أحداً ما مستيقظ آمل بأنهم لم يقلقوا
    Evet ama evleri yıkılacak diye endişe duymalarına gerek yoktu. Open Subtitles لكنّهم لم يكن عليهم أن يقلقوا حول بيتهم أن يصبح محطّما
    Yarı yolda vazgeçenler korksun. Open Subtitles أولئك الذين تراجعوا في منتصف الطريق هم من يجب أن يقلقوا
    Kayıp Amerikalılar için Endişelenmek onların görevi değil. Open Subtitles أنها ليست وظيفتهم أن يقلقوا بشأن أميركيين مفقودين
    Oysa daha çok senin için endişelenmeliler. Neden? Open Subtitles في الواقع ، يجب أن يقلقوا حيالكِ أنتِ
    Ben de bu yüzden birisine onları aramasını ve endişelenmemeleri gerektiğini söylemesini istedim. Open Subtitles انا قد اخبرت شخصا ما ليتحدث معهم ويخبرهم الا يقلقوا
    Endişelenmelerini istemem. Pekala. Open Subtitles ربما لايجب عليك إخبارهم , لا اريدهم أن يقلقوا او ماشابه
    Endişelenmeleri gereken bir tek kasırga değildi. Open Subtitles لم يقلقوا من الأعاصير فقط.
    Üç küçük kızım olsaydı onları o kadar iyi korurdum ki endişe edecek hiçbir şeyleri olmazdı. Open Subtitles لو أصبح لي ثلاثة بنات فسوف أحميهم بشده و لن يقلقوا أبدا
    Önemli olan şu ki, onlar hiçbir zaman geleceğe ait endişe duymadılar . Open Subtitles المغزى هنا هو أنهم لم يقلقوا لما سيحصل بعد ذلك
    Ama bazen insanlar, başkalarının endişe etmemesi gereken şeyleri endişe etmesin diye onlardan sır olarak saklarlar. Open Subtitles لكن أحيانا الناس تبقى أسرار حتى لا يقلق الأخرين على أشياء التي لا يجب أن يقلقوا حيالها
    Halktan endişe etmemelerini istemeniz konusunda emin değilim. Open Subtitles أنا لست واثقة حقاً أنه يمكنك أن تطلب من الناس ألا يقلقوا
    Böylece kendilerini asıl korkutan şey yerine bunun için endişe ediyorlar. Open Subtitles لكي يقلقوا بشأن هذا عوضاً عما يخيفهم بالفعل.
    İşletmeler geleneksel akla sıkışıp kalmışlardı, sosyal sorunlar hakkında endişe duymuyuyorlar bunu kenarda köşede kalmiş bir şey olarak görüyor nasılsa başkaları bu işleri yapıyor diye düşünüyorlardı. TED الأعمال علقت نفسها في الحكمة التقليدية التي تقول انه لا يجب عليهم ان يقلقوا بشأن المشاكل الإجتماعية التي تقول أنه نوعاً هو شيء جانبي. التي تقول أن أحد ما يفعل ذلك.
    Evet. Onlara endişe etmemelerini söyledim. Open Subtitles أجل, لكننى أخبرتهم ألا يقلقوا.
    Asıl, dünyalılar bizden korksun! Open Subtitles على (الأرضيين) أنْ يقلقوا بشأننا
    Asıl, dünyalılar bizden korksun! Open Subtitles على (الأرضيين) أنْ يقلقوا بشأننا
    Senin için Endişelenmek aptalca Open Subtitles سأخبرهم بأنه من السخف أن يقلقوا عليك
    Endişelenmek. Bunu anlayabiliyorum. Open Subtitles لكى يقلقوا , انا افهم هذا
    Görünen o ki, daha çok, onlar bizim için endişelenmeliler. Open Subtitles ولكن يجب ان يقلقوا بشأننا
    Ama onların babaları için endişelenmemeleri gerekir. Open Subtitles لكن لا يجب أن يقلقوا حيال والدهم
    Bobby zencilerin oturma eylemleri hakkında endişelenmemeleri gerektiğini Başkan'a söyledi. Open Subtitles (بوبي) أخبر الرئيس أنه لا يجب أن يقلقوا على حكم الزنوج.
    Ona ve personele güvence vermeliyiz. Sizin için Endişelenmelerini istemeyiz. Open Subtitles نريد طمأنتها هي والموظفين، لا نريدهم أن يقلقوا بشأنك.
    Endişelenmeleri gereken bir tek kasırga değildi. Open Subtitles لم يقلقوا من الأعاصير فقط.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus