Uçağın ağırlığının fazla olduğunu söylüyor, aptal herif. | Open Subtitles | يقول إنّ الطائرة مثقلةٌ بمؤخرةٌ ثقيلةٌ جداً. |
Mimeo'daki adam 10 dakikalık boşluğu olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | الرجل الذي يعمل على طباعة الدراسة يقول إنّ لديه 10 دقائق، |
Operatör hatlarda arıza olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | مركز الاتصالات يقول إنّ الخطوط مشغولة |
Aramızda bir bağ olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول إنّ ثمة صلة تجمع بيننا |
Burgie süper kompresörlerin değersiz olduğunu söylüyor. Sen ne dersin Skipper? | Open Subtitles | (بيرغي) يقول إنّ المنبهات لا قيمة لها هنا ما رأيك أيها القائد؟ |
Alfaro'nun katı bir Katolik olduğunu söylüyor. Dükkâna arada sırada bir şeyler almaya gelirmiş ama yanlış şeyler yapacak biri değilmiş. | Open Subtitles | يقول إنّ (ألفارو) كان كاثوليكيّاً متشدّداً، تردّد على المتجر لابتياع بعض الأغراض |
Acil olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | إنّه يقول إنّ الأمرَ عاجل |
- Benny telefonda. Önemli olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | بيني)، على الهاتف يقول) إنّ الأمر طارئ |