Herkesin er ya da geç veda edeceği vakit gelir mecbur. | Open Subtitles | حسناً، الجميع يضطر أن يقول وداعاً عاجلاً أو آجلاً. |
Sadece veda etmeden gitmesine çok şaşırdım. | Open Subtitles | أنا فقط متفاجئة أنه غادر بدون أن يقول وداعاً |
veda etmiş ama sefere çıkacağı için ediyor sanmıştım. | Open Subtitles | كان يقول وداعاً, ولكني اعتقد لأنه كان سينقل بالسفينه. |
Sadece tek bir sorun var. Yarımlarından birisi ona veda etmek zorunda. | Open Subtitles | ثمة مشكلة واحدة فقط في ذلك، على أحد هذين النصفين أن يقول وداعاً. |
Çok garipti. Sanki veda etmeye çalışır gibiydi. | Open Subtitles | كان أمراً غريباً، لكنّه كان يحاول أن يقول وداعاً |
Herkesin er ya da geç veda edeceği vakit gelir mecbur. | Open Subtitles | حسناً، الجميع يضطر أن يقول وداعاً عاجلاً أو آجلاً. |
Dünya, gelmiş geçmiş en iyilerinden birisine veda ediyor. | Open Subtitles | "العالم يقول وداعاً لأحد العظماء." |
Charlie'nin yazdığı bu mektubu buldum, veda etmiş ve küçük kızımız öldüğü için Tanrıya kızdığını ve Tanrıdan intikam alacağını yazmış. | Open Subtitles | لقد عثرت على هذه الرسالة من (تشارلي) يقول وداعاً... يقول أنه كان غاضباً من الإله... لأن ابنتنا الصغيرة ماتت، وأنه كان سينتقم من الإله. |