Onun olayı kızamıktan ölen nefret ettiği dadısıyla başlıyor. | Open Subtitles | فى حالته بدأ الأمر عندما ماتت . مربيته التى يكرهها بسبب الحصبة |
Marthe, Paul Renauld'nun nefret ettiği ve korktuğu kişinin kızına. | Open Subtitles | والتى يراها يوميا مارثا ابنة السيدة التى يكرهها بول رينو بشدة ويخشاها |
Hayatı severdi, şimdiyse nefret ediyor. | Open Subtitles | ،لقد أعتاد على أن يحب الحياة لكنه الآن يكرهها |
Ama bildiğim şey içimdeki şeytan hiç hissetmediğim bir şekilde ondan nefret ediyor. | Open Subtitles | هو أن الشيطان بداخلي يكرهها بطرق لم أشعر بها من قبل |
O. nefret eder. Klostrofobik bulur. | Open Subtitles | إنه يكرهها, لديه فوبيا من الاختناق |
Hayır görünüşe göre Ondan nefret eden ve partisini bozmak isteyen biri var. | Open Subtitles | كلا، يبدو أنه شخص يكرهها من الصميم وأراد إفساد حفلها. |
Bana nefret ettiğini söyledikten bir hafta sonra beli yine kötüledi. | Open Subtitles | لقد اخبرني بانه يكرهها, وبعد أسبوع قال لي بأنه رجع لها |
Ona yalan söylemişti ve o da Ondan nefret ediyordu. | Open Subtitles | لقد كذبت عليه وهو يكرهها من أجل ذلك |
Ve kardeşim Joe'ya özel teşekkürlerimi sunarım nefret ettiği için bana ilk Dragon albümümü verdiği için. | Open Subtitles | وشكر خاص لأخي,جو الذي اعطاني اول اسطوانة لفرقة دراكون لانه يكرهها |
İlk önce herkesin nefret ettiği ördekten kurtuluyoruz... ama sonra, tabii ki, hepsi onu geri istiyor. | Open Subtitles | أولا طردتي البطّة التي يكرهها الجميع ويريدون عودتها |
Bir FBI ajanı sizden nefret edebilir, ama daha çok nefret ettiği bir görevde ise.. kurtulmak için size yardım edecektir, | Open Subtitles | عميل الإف بي آي قد يكون يكرهك, لكن إن كان ,التعاون معك يخلصه من مهمة يكرهها أكثر منك |
Ayrıca, ölümden daha çok nefret ettiği işte çalışmaya başladı. | Open Subtitles | وبدأ يعمل بالأعمال التجارية التي يكرهها أكثر من الموت |
Karısını terk etmiş ve ondan nefret ediyor. | Open Subtitles | -الذي ترك زوجته -نعم فهو يكرهها الآن أنا متأكد بأنني ذكرته لك |
Üzülmeyin, o da nefret ediyor. | Open Subtitles | لا تقلق.. إنه يكرهها أيضا |
Sanırım babam ondan nefret ediyor. | Open Subtitles | اعتقد ان ابى يكرهها |
Üçlü engel çok dar görünüyor. Bentley bundan nefret eder. | Open Subtitles | تلك القفزة الثلاثية تبدو صعبة جداً " كم يكرهها " بنتلي |
Karıncayla ağustosböceği ondan nefret eder. | Open Subtitles | الحشرة والجندب... إنه يكرهها... |
Hayır görünüşe göre Ondan nefret eden ve partisini bozmak isteyen biri var. | Open Subtitles | لا، من الواضح أنه شخص يكرهها بشدة وأرادها أن تتحطم |
nefret ettiği bir koca ve kendisinden nefret ettiğini sandığı oğlu arasında kaldı. | Open Subtitles | إنها عالقة بين زوج تكرهه وابن تخاله يكرهها |
Herkesin, tabii sizin dışınızda, kendisinden nefret ettiğini ve çevresinin düşmanlarla sarıldığından söz etmişti. | Open Subtitles | كل واحد يكرهها وانها مُحاطة بالأعداء |
Cukor Ondan nefret ediyordu. Gerçekten nefret ediyordu. | Open Subtitles | كان كيكور يكرهها يكرهها بشدة |
Bazen de çok nefret ettikleri bir şey. Bu durumda bir insan. | Open Subtitles | و أحياناً يحب فعل أكثر الأشياء التي يكرهها كأن يكون، بشرياً |