"يكن خطئي" - Traduction Arabe en Turc

• benim hatam değildi
• Benim suçum değildi
• benim suçum değil

Bana öyle bakma. Gerçekten benim hatam değildi.
لا تنظُر إلي هكذا في الحقيقة لم يكن خطئي

Basınç odasında da bir hafta geçirdim. Dahab'daki mavi çukurda sıkıştıktan sonra, ki benim hatam değildi.
لقد أمضيت أيضاً أسبوعاً عالقاً هناك وهذا لم يكن خطئي

Sanki yalnız içmelerim boşanmadan sonra arttı ki benim hatam değildi bu.
فقط أتظاهر بأني أشرب لوحدي، كثيراً مند الطلاق. والذي لم يكن خطئي بالمناسبة

Ki, tamamen Benim suçum değildi.. Daha çok tufan yüzündendi..
بالرغم من أننا نعرف أن الإعصار لم يكن خطئي

Benim suçum değildi ama hâlâ bir şekilde benimmiş gibi geliyor.
لم يكن خطئي لكني مازلت أشعر بأنه خطئي

Senin aktris olmaktan vazgeçmemende benim suçum değil ve yakında ufak bir parça da olsa oynayacağın dizi ikimiz için de en iyisi.
بحق الجحيم ذلك لم يكن خطئي لانك لم تكوني تلك الممثلة وعاجلا ام اجلا ستتخطين تلك القطعة الصغيرة لصابونة الاوبرا

Aslında bakarsan,ağaca bağlıydım... ve kıyafetlerim çıkarılmıştı, yani benim hatam değildi.
دفاعاً عن نفسي، كنتُ مربوطاً إلى شجرة و مجرّداً مِنْ ملابسي، لذا لمْ يكن خطئي

benim hatam değildi senin bütün emirlerini yerine getirdim.
لم يكن خطئي لقد نفذت كل ما أمرتني به

- Belki o bendim fakat benim hatam değildi.
ربما كنت أنا , لكنه لم يكن خطئي.

Kavga için özür dilerim. Ama benim hatam değildi.
اسف على الشجار لكنه لم يكن خطئي

- benim hatam değildi. - Hayır, değildi.
لم يكن خطئي أعرف هذا

Hatırlıyorsan geçen sefer ki benim hatam değildi.
آخر مرة لم يكن خطئي

L.S.O.'dan onu söyleyeni yakalayacağım, ama tamamıyla benim hatam değildi.
نعم، لكنه لم يكن خطئي تماماً

Bak, bu benim hatam değildi, tamam mı?
انظر, ذلك لم يكن خطئي, حسنا؟

benim hatam değildi anne.
لم يكن خطئي يا أمّي

Yemin ederim benim hatam değildi.
اقسم بأنه لم يكن خطئي

benim hatam değildi.
. هذا لم يكن خطئي

Ölmesi Benim suçum değildi.
لم يكن خطئي أنها ماتت

Benim suçum değildi, anne. Kazaydı.
لم يكن خطئي لقد كان مجرد حادث

Ama Benim suçum değildi.
لكنه لم يكن خطئي

Yapabileceğin en iyi şeyin kütüphane olması benim suçum değil.
لم يكن خطئي أن المكتبة كانت أفضل مكان بإمكانك فعل الأفضل فيه.

Tamam, yani o zaman daireden hiçbir şey çıkartamamam, hiçbir şekilde benim suçum değil.
حسناً، إذاً لم يكن خطئي بأيّ شكل أنّني لم أستطع الحصول على شيء من الشقة.