| Başka bir şey yoksa, kısa bir ara verelim. | Open Subtitles | لنأخذ فاصلا قصيرا اذا لم يكن هناك شيء آخر |
| Daha fazla bir şey yoksa, körkütük sarhoş olacağım. | Open Subtitles | لو لم يكن هناك شيء آخر، فسوف أصبح مخموراً |
| Yardım kuruluşları çoğunlukla kırsal alanlardaki resmi yerleşime odaklanıyordu ve bizim için yapılacak hiçbir şey yoktu. | TED | وتركز المنظمات الإنسانية في الغالب على التسوية الرسمية في المناطق الريفية، في حين لم يكن هناك شيء بالنسبة لنا. |
| Çünkü satın alabileceğiniz hiçbir şey yoktu, perçin dışında tabi. | TED | لم يكن هناك شيء يشترى. إلا إذا كنت تريد شراء بعض المسامير. |
| Telefon kaydında veya mali hesapların da olağan dışı bir şey yok. | Open Subtitles | حسناً، لمْ يكن هناك شيء غير عادي في هاتفه أو سجلاّته الماليّة. |
| Pastayla ilgili pastacıyı rahatsız eden hiçbir şey yok yani? | Open Subtitles | لم يكن هناك شيء في الكعكة نفسها يشير لإهانة للخبازة؟ |
| Onun için iyi bir şey kalmamıştı | Open Subtitles | لم يكن هناك شيء أبداً جيد بما فيه الكفاية لها |
| Kocan bir seçim yaptı. Elinden bir şey gelmezdi. | Open Subtitles | زوجك أخذ قراراً , لم يكن هناك شيء بوسعك عمله |
| İçinde hiçbir şey yokmuş. | Open Subtitles | لم يكن هناك شيء بالداخل لم تكن هناك إحداثيات |
| Bulunacak bir şey yoksa, o zaman adamlarının Spirit gölünün orada ne işleri var? | Open Subtitles | فماذا يفعل بعض رجالك في بحيرة الروح إذا لم يكن هناك شيء لتجده؟ |
| Başka bir şey yoksa bu görüşme sona ermiştir. | Open Subtitles | مالم يكن هناك شيء آخر أقول أن الاجتماع انتهى |
| Başka bir şey yoksa, işim gücüm var. | Open Subtitles | ان لم يكن هناك شيء اخر فلدي اعمال اخرى لانجزها |
| Kimsenin ekleyeceği başka bir şey yoksa... | Open Subtitles | عن أدلة بالخداع لذا ما لم يكن هناك شيء اخر لتضيفوه |
| Başka bir şey yoksa, bana izin verirseniz, hemen yetiştirmem gereken bir öğle yemeği var. | Open Subtitles | إذا لم يكن هناك شيء آخر تسألني عنه هلا أعذرتني لديّ زحمة طعام علي التعامل معها |
| Yapabileceğim hiçbir şey yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك شيء واحد يمكننى أن أفعله حيال ذلك |
| Yapabileceğim hiçbir şey yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك شيء واحد يمكننى أن أفعله حيال ذلك |
| Aslında seninle ilgili yasadışı hiçbir şey yoktu. | Open Subtitles | في الحقيقة ، لم يكن هناك شيء غير قانوني حولك |
| Ortalıkta kayda değer hiçbir şey yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك شيء مميز في التجوال في الرواق. |
| Hayatımda gözünün kalmadığı, bozmadığı tek bir şey yok. | Open Subtitles | ولم يكن هناك شيء في حياتي إلااستكثرتهأو أفسدتهبطريقةما. |
| Kızılötesi tarayıcı kullandım, hiç bir şey yok. | Open Subtitles | لقد استخدمت كاشف الأشعة تحت الحمراء ولم يكن هناك شيء |
| Madem hiçbir şey yok, barda niye el ele tutuşuyordunuz? | Open Subtitles | ان لم يكن هناك شيء لماذا تتشابكون بالايادي في الحانة ؟ |
| Her zaman inançlıydın, ama artık bir şey kalmamıştı. | Open Subtitles | دائما كان عندي إيمان، لكن لم يكن هناك شيء. |
| Elimden bir şey gelmezdi. | Open Subtitles | لم يكن هناك شيء يمكنني فعله, تعرف؟ |
| Yapabilecekleri hiçbir şey yokmuş. | Open Subtitles | لم يكن هناك شيء يمكنهم القيام به |