Tabii genellikle insanların değişik gruplara ilişkin pek çok kimlik ve sadakatlari olabilir. | TED | وعادة يكون لدى الناس العديد من الهويات والانتماءات لجماعات مختلفة. |
Bu, insanların ideolojilerini, dinlerini ve yaşadıkları ortamı sorguladıkları bir süreç. | TED | إنه إجراء عندما يكون لدى الناس أسئلة حول المذهب الفكري والعقيدة وظروف المعيشة. |
Ve güçlüklerden birisi de insanların bunların nasıl çalıştığına dair ön yargılara sahip olması. Bunları değiştirmek biraz zor. | TED | وأنة من أصعب الأشياء، هو أنة عندما يكون لدى الناس أفكار مُسبقة حول كيفية عمل الأشياء، فإنة من الصعب تحويل تلك الأفكار. |
İnsanların, onlar için de yazılmış olabilecek bir aşk mektubuymuş gibi hissetmelerini sağlayacak bir şeyler almalarını istedim. | TED | حيث اردت فعلا ان يكون لدى الناس شعور انهم تلقوا شيئا يبدوا كأنه رسالة حب لهم. |
İnsanların başka tarafları olması iyi bir şey. | Open Subtitles | إنه أمر جميل جداً أن يكون لدى الناس عدة جوانب |
İnsanların umudu kalmadığında ne oluyorsa o oluyor. | Open Subtitles | ما يحدث دائمًا عندما لا يكون لدى الناس أمَل |
Önceleri insanların paylaşmak istemedikleri sırları olduğunda ...bir dağa tırmanırlardı | Open Subtitles | .... من قبل عندما يكون لدى الناس أسرارا لا يريدون إشراك الاخرين فيها |
Siyaset bilimcisi Karen Stenner'ın yaptığı harika bir çalışma var. Bu araştırma, insanların bir olduklarını, aynı olduklarını hissettiklerinde otoriterliğe eğilim gösteren birçok kişi olduğunu gösteriyor. | TED | هناك عمل جميل من قبل عالم سياسي يدعى "كارن ستنر"، الذي يبينُ أنه عندما يكون لدى الناس الإحساس أننا متحدون جميًعا، وأننا متساوون جميعًا، هناك العديد من الناس الذين لديهم قابلية الإستبداد. |