O tehlikeli değil. Hep onunla olmak istiyordu. | Open Subtitles | أنه ليس خطيراً لقد أراد أن يكون معها للأبد |
onunla olmak için neden konumunu ve imtiyazlarını... | Open Subtitles | يمكنني أن أفهم مستوى الخطر والإمتياز الذي يكون معها |
Bu arada, erkek vahşi yollardan sıkılıyor ve gerçekten onunla olmak istediğini fark ediyor. | Open Subtitles | وفي الوقت نفسه، تعب من طريقة حياته الهمجية وأدرك أنه يريد حقا أن يكون معها |
Çünkü benim yerime onunla olmayı tercih ediyor. | Open Subtitles | لأنه يحبذ أن يكون معها أكثر مني |
Senin gibi bir güzelin, her erkeğin birlikte olmak için öleceği bir kadının kendini böyle biri için harcadığına inanmamı mı bekliyorsun? | Open Subtitles | تتوقعين ان اصدق ... ان جميلة مثلك امرأة اي رجل سوف يموت لكي يكون معها تلقي بنفسها على شخص مثل ذلك ؟ |
Theresa ailesiyle olmak istiyor, Ryan da onunla olmak zorunda. | Open Subtitles | ماعدا أن (زريسا) تريد أن تكون مع عائلتها و (رايان) يجب عليه أن يكون معها. |
Hep onunla olmak istiyordu. | Open Subtitles | لقد أراد أن يكون معها للأبد |
onunla olmak için gitti. | Open Subtitles | الذهاب يكون معها. |
Ne için? Daima onunla olmak için. | Open Subtitles | لأن يكون معها دائماً |
Yakında onunla olmayı umut ediyordu. | Open Subtitles | هو تمنى أن يكون معها قريبا |
Eğer onunla birlikte olmak istiyorsa, değildi. | Open Subtitles | ليس إذا أراد أن يكون معها |
- Ben onunla birlikte olmak istemiyorum ama. | Open Subtitles | وأنا لا أريد أن لا يكون معها. |
Her zaman annemin istediği kız olmak için büyük özen göstermişimdir ve Matty'nin birlikte olmak isteyeceği bir kız olmak için ama bu yolda kendi duruşumu kaybettim. | Open Subtitles | كنت أهتم كثيراً لأكون الابنة التي تريدها أمي دائماً, والفتاة التي يريد (ماتي) أن يكون معها لكن على طول الطريق, فقدت رؤية نفسي |