Fikrinizi değiştirmek için yapabileceğim bir şey olmalı. | Open Subtitles | حسنا،لابدّ أن يكون هناك شيء يمكِن أن أفعله لتغيير رأيك. |
Bana söylemeni istediği bir şey olmalı. | Open Subtitles | لابدّ أن يكون هناك شيء يُريدُك أَنْ تُخبرَني. |
Bu taslağın içinde bir şeyler olmalı, onların bu filmi yapmalarını istemelerini sağlayacak, küçük bir ölçü olsa bile. | Open Subtitles | في هذا المشروع , لابد أن يكون هناك شيء سيجعلهم يريدون القيام بهذا الفيلم حتى لو كان في جدول |
Bu durumu düzeltebilmesi için yapabileceği bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | لابد أن يكون هناك شيء انه يستطيع أن يعمل هذا |
Fikrini değiştirmek için benim yapacağım bir şey olabilir. | Open Subtitles | أتعلمين, قد يكون هناك شيء يمكنني فعله لتغيير رأيه |
Belki yapabileceğiniz başka bir şey vardır. | Open Subtitles | وربما يكون هناك شيء آخر يمكنكم أن تفعلوه يارفاق. |
Bundan sonra sizler için acıdan başka bir şey olmayacak. | Open Subtitles | ولن يكون هناك شيء سوى الألم لكما من الآن فصاعد. |
Önemli bir şey olduğunda, takım elbise giyersin. | Open Subtitles | عندما يكون هناك شيء مهم لتفعله، فإنك تلبس بدلة رسمية |
Kendinle ilgili sevdiğin bir şey olmalı. | Open Subtitles | لابدّ أن يكون هناك شيء بأنّك تَحْبُّ حول نفسك. |
Yani, burada bir şey olmalı, sadece olmalı. | Open Subtitles | . أعني ، لايد وأن يكون هناك شيء ما ، لابد |
Orasını bilmiyoruz. Yapabileceğim bir şey olmalı. | Open Subtitles | نحن لا نعرف ذلك، يجب أن يكون هناك شيء يمكنني فعله |
Hayır, alabileceğim başka bir şey olmalı. | Open Subtitles | لا,يجب أن يكون هناك شيء آخر يمكنني أن أشتريه |
Düğünlerde hoşlandığın bir şey olmalı. | Open Subtitles | يجب ان يكون هناك شيء عن حفلات الزفاف تحبه |
Onu alaşağı etmemiz için yapabileceğimiz bir şey olmalı. | Open Subtitles | لابدّ أن يكون هناك شيء يمكننا القيام به لإسقاطها |
Size teklif edebileceğim ve zamanınıza değecek bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | لابد أن يكون هناك شيء يمكن أن أعرضه عليك ما يساوي وقتك |
Burası çıkmaz sokak olamaz. Orada bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | لايمكن أن تكون هذه نهاية ميته لابد أن يكون هناك شيء هنا |
Ayın 16'sına karşılık istediğin bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | يجب أن يكون هناك شيء تودين أن تبادليه من أجل اليوم الـ16 |
Senin için yapabileceğim bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | يجب أن يكون هناك شيء استطيع ان افعله لك. |
- Bilmem, siz söyleyin! Geri dönmeye çalışıyoruz. Peşimizden gelebilecek bir şey olabilir. | Open Subtitles | سأحاول العودة، ربما يكون هناك شيء خلفنا، أريدك أن تجد طريقة لإغلاق الثقب الدودي |
Ama beklenmedin bir şey olabilir. Hatta olur. | Open Subtitles | لكن يمكن ان يكون هناك شيء غير متوقع,يحدث ذلك. |
Hadi ama yani. Yüzünü güldürmek için alacağım bir şey vardır illaki. | Open Subtitles | هيّا الآن، يجب أن يكون هناك شيء أشتريه لك ليغيّر هذه النّظرة التّعيسة. |
Tüm bu insanların karmaşıklığına rağmen, ikimiz gibi bir şey olmayacak. | Open Subtitles | ـ طالما كل هؤلاء الناس مشتركين لن يكون هناك شيء اسمه نحن الاثنين |
Tamam, baksana açıklanmayan bir şey olduğunda... | Open Subtitles | حسناً، أنظر .. حين يكون هناك شيء بدون تفسير |