Aylardır peşinde olduğun bir kadın seninle yatsa ve ortadan kaybolsa ne hissederdin? | Open Subtitles | كيف سيشعر إذا المرأة التي يلاحقها من شهور عاشرته ثم إختفت وحسب ؟ |
Massachusetts Eyaleti'ndeki bütün Mary Sullivan'ları arayıp Boston Boğazlayanı'nın peşinde olduğunu söyleyeceksin. | Open Subtitles | لقد فهمت، ستتصلين على كل إمرأة اسمها ماري سوليفان في ولاية ماساشوسيتس وتخبرينها ان قاتل بوسطن يلاحقها. |
Birisinin peşinde olduğunu düşünüyordu yani sizden yardım ya da kalacak yer istemiş olabilir. | Open Subtitles | ظنت أن شخص ما كان يلاحقها لذا ربما كانت تطلب منكِ المساعدة أو مكانًا للبقاء |
peşine takıldı. | Open Subtitles | إنه يلاحقها مباشرة. |
Hannah birinin onu takip ettiğini söyledi, kapüşonlu biri, 44 numara giyen, ağaç evinde oturup izliyormuş. | Open Subtitles | هانا قالت أن هناك شخصٌ يلاحقها شخص ما يرتدي قبعةً حذائه بمقاس 10 ونصف يجلس في منزل الشجرة يراقب |
Daha da önemlisi... kızın öldürüldüğü gece... yaşlı kadın, Kwang-ho'nun kızı takip ettiğini görmüş. | Open Subtitles | والأكثر أهمية أنه في ليلة مقتلها رأت تلك العجوز (كوانج-هو) يلاحقها |
Kızı senin için buldum ama senin genç kardeşin onun peşinde. | Open Subtitles | لقد وجدتها لأجلك لكن أخيك الأصغر يلاحقها |
Kadının değil, toprağının peşinde. | Open Subtitles | هو لا يلاحقها وإنما يلاحق أرضها |
peşinde biri var gibiydi. | Open Subtitles | لابدّ أنّ شخصاً ما كان يلاحقها |
Çünkü onun peşinde bir psikopat vardı, bu yüzden getirdim. | Open Subtitles | لأن هناك مختلا كان يلاحقها ذلك هو السبب |
peşinde demezdim ben. | Open Subtitles | أنا لا اقولها يلاحقها |
Olay şu, Sosa bizim peşimizdeyse Lynch'in de onu peşinde olduğunu varsayabiliriz. | Open Subtitles | Ahora es mلs difيcil. إذا كانت (سوسا) تلاحقنا نستطيع الافتراض بأن (لينش) يلاحقها أيضاً |
peşinde biri mi vardı? | Open Subtitles | هل كان يلاحقها أحدهم؟ |
Lisa'ya geçmişinin peşinde olduğunun söylemenin zamanı geldi. | Open Subtitles | (حان الوقت للذهاب وإخبار (ليزا بأنّ ماضيها قد يكون يلاحقها |
Mareşal'in peşinde olduğu kız mı? | Open Subtitles | التي كان يلاحقها الشريف؟ |
Serena, Boden'ın peşinde olduğunu biliyor, bu yüzden kaçıyor. | Open Subtitles | إنها تعلم أن " بودين " يلاحقها فهربت |
- peşinde kimse var mı? | Open Subtitles | هل هناك من يلاحقها ؟ |
Tam olarak 'peşine düşme' denemez. | Open Subtitles | أنا لا اقولها يلاحقها |
Dana, elinde Ruslarla ilgili kanıt bulunduğunu söylemiş. Muhtemelen şimdi kadının peşine düşer. | Open Subtitles | داينا) أخبرته أنّ لديها إثباتاً بشأن الروس) على الأرجح سوف يلاحقها |
Beyaz Jaguar'lı bir adamın onu takip ettiğini söyledi. | Open Subtitles | اعتقدت أن احد الشبان في سيارة جاكوار بيضاء كان يلاحقها. |