Çöpe attı. Ama çöpe gitmesine dayanamazdım. | Open Subtitles | لقد ألقته في القمامة وفكرت أنه أقيم من أن يلقى في القمامة |
Elbette. beyaz adam bir kemik attı diye, dört yüz yıllık acıyı unutacağız. | Open Subtitles | رجل أبيض يلقى لنا عظمة ... و المفترض أننا نسى بها 400عاما ً من القمع ... نعم , و لكن زنجى |
Bence bir at seni gerçekten üzerinden atmak isterse atar. | Open Subtitles | أعتقد إذا اراد الحصان أن يلقى بك ، سوف يفعل |
Beta kurtçuğu alfanın attığını görür aynı şekilde bir sonraki araya atar. | Open Subtitles | القزم بيتا يرى ألفا يلقى به ويقوم بذلك في الزقاق التالي |
Tıpkı kanayan bir urun kesilmesi gibi, kokuşmuş fahişe gibi cehenneme atılmak. | Open Subtitles | يجب أن يُستأصل مثل السرطان سوف يلقى فى الجحيم مثل مرأه فاسقه |
Görünüşe göre sayfalarda yer almak yerine suratına kitap atılmak üzere. | Open Subtitles | كاد الكتاب أن يلقى في وجهك بدلاً من ظهوركِ على صفحاته |
Beyaz adam bir kemik attı diye dört yüz yıllık acıyı unutacağız. | Open Subtitles | بالتأكيد رجل أبيض يلقى لنا عظمة ... و المفترض أننا نسى بها 400عاما ً من القمع |
Kendi eliyle, aşağılık bir Kızılderili gibi tüm kabilesinden değerli inciyi attı deyin. | Open Subtitles | رجل يملك يدين كقاعدة الهند ...يلقى ببير بعيدا عن قبيلته. |
Postacı şimdiden bacaklarıma laf attı bile. | Open Subtitles | رجل البريد بدأ يلقى النكات على ساقي |
Öyleyse Charleston'da avlandı ve buraya attı. | Open Subtitles | اذا هو يلقى هنا و يصطاد فى تشارلستون |
Hangi olağanüstü cerrah, ölü bir bedeni sokaktan alıp üzerinde pratik yapar ve sonra sokağın birine sıpıtıp atar? | Open Subtitles | لما يقوم جرّاح معروف ، بسرقة جُثمان من الشوارع و يتدربَ عليهِ, ثم يلقى بهِ مرة أخرىَ بزقاق؟ |
Parayı alıp, cüzdanı atar. | Open Subtitles | انه سيحتفظ بالنقود و يلقى الحافظة بعدها |
Belki Mohadevan buna bir göz atar. | Open Subtitles | ربما " موهاديفان " يمكن ان يلقى نظرة على هذا |
- Kim hamile bir kadını atar? | Open Subtitles | -من يلقى بامرأة حبلى من منزله؟ |
Ama buradan atılmak istemiyorum. | Open Subtitles | ولكن لا أريد أن يلقى بي خارجًا |