"يمتلكُ" - Traduction Arabe en Turc

    • olan
        
    • bir
        
    • sahip
        
    30 metrekare toprağı olan lord 10 torba pirinç ödeyecek. Open Subtitles الوزير الذي يمتلكُ ثلاثون مِتراً مُربعاً مِن أملاكه فعليه أن يدفع عشرُ أكياسً من الأرُز
    3 metrekare toprağı olan 1 torba pirinç ödeyecek. Bu fikir ayrımcılık mı sence? Open Subtitles والذي يمتلكُ ثلاثة أمتار يدفعُ كيساً مِن الأرز , أهذا يبدو لك كتفاضُل
    Matthew'i unvanı olan, mülksüz ve parasız bir akran olarak görmek mi? Open Subtitles رؤية "ماثيو" نبيلاً لا يمتلكُ أرضاً لديهِ لقب لكن لا موارد مالية لتسديدِ ثمنه؟
    Deneylerinin sonucunda Cıvık mantarların, zekanın ilkel bir formuna sahip olduğu belirlendi. TED نتيجة هذه التجربة: أن عفن الوحل يمتلكُ ذكآءً بدائياً.
    Eğer arkadaşının kanser için bir tedavisi varsa ne olur? Open Subtitles ماذا لو كان صديقكِ يمتلكُ علاجاً ضد السرطان ؟
    Hafıza canlandırmasıyla mücadele edebilmesi için içsel bir güce sahip gibi görünüyor. Open Subtitles يبدو أنّه يمتلكُ طاقةً داخليّة تسمحُ له بمقاومةِ استرجاعِ الذكريات.
    Büyük bir ilaç şirketi olan bir adam neden toprakta oynamak için Fransa'ya gitsin ki? Open Subtitles لمَ عسى رجلٌ يمتلكُ شركةَ أدويةٍ يذهب إلى "فرنسا" و يعمل في التراب؟
    Sınırsız potansiyeli olan atın üzerine deneyimsiz jokeyin tekini oturttular. Open Subtitles يضعون فارسًا مبتدئاً على حصانٍ ! يمتلكُ مؤهلات كبيرة
    İki tane lüks Alman arabası olan birinin neden oturduğu yerde alelade bir araba kiralama ihtiyacı hissettiğini bize açıklamanızı umuyorum. Open Subtitles آمل أن تخبرنا لما شخصٌ يمتلكُ سيارتان فخمتان من نوع "سيدان" سيكلّفنفسهعناءإيجارسيّارةببلدتهنفسها.
    Aranızda, Suffolk'ta olup da ne tür olursa olsun teknesi olan birini tanıyanınız varsa ona hemen telefon edin. Open Subtitles إذاً, إذا كان أياً منكم يعرف أحداً مِن العالم الخارجي في (سوفولك). يمتلكُ قارِباً أياً كان شكله أو هيئته. فليتصل به.
    Braeden's'ın sahibi olan arkadaşım Keith'le konuştum. Open Subtitles لقد تحدثُ مع صديقي (كيث) الذي يمتلكُ "بريدنز"
    Tabii ki isteyerek olmadı; ama ne önemi var ki? Arkasında bir eş ve iki de kız çocuğu kaldı. Neden öldüğünü asla öğrenemeyecekler. Open Subtitles لقد كان يمتلكُ زوجة وإبنتان, لن يعلموا لماذا قُتل, أشعرُ بأن الأمر برمته غلطتي
    Küçük işletmelerde kilit adam poliçesi yaygın bir şeydir. Open Subtitles بالتأكيد تعلم ، من الشائع وجود بوليصة لرجل يمتلكُ
    bir arkadaşımın araba kiralama şirketi var. Open Subtitles أنا أعلمُ رجلُ والذى يمتلكُ سيارةُ شركةُ للإيجار
    Kimin aklına gelirdi ki değersiz bir hizmetkârın onca güce sahip olacağı... Open Subtitles من كان يظنّ ذلك؟ خادمٌ لا قيمة له يمتلكُ ذلكم القدر من القوّة.
    Benim ulaşamadığım bir parçana sahip. Open Subtitles أنهُ يمتلكُ جزءً منك لا أستطيع الوصول إليه هل تعرف شيئاً؟
    Bu ülkenin en zengin yüzde biri ülkenin varlığının yarısına sahip. Open Subtitles ، يمتلكُ 1/2 من ثروة بلادنـا حوالي 5 تريليون النسبة 1/3 تلك تأتي من العمل الشاقّ
    Bu adam bölümümüz ve bizimle ilgili pek çok gizli bilgiye sahip. Open Subtitles {\pos(190,210)}يمتلكُ هذا الرجلُ معلوماتٍ سرّيّةً كثيرةً عن قسمنا، و عنّا جميعاً.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus