Ama bu teori için bence bu bir sorun değil. | Open Subtitles | لكنى لا أعتقد أن هذا يمثل مشكلة بالنسبة هذه النظرية |
Apophis'i bir sorun olarak da görmüyorum. Aslında Apophis, bizim için gizli bir lütuf | TED | لا أظن أن أبوفيس يمثل مشكلة. في واقع الأمر، فإن أبوفيس هو نعمة خفية فى نتائجها، |
Terörizm Birleşik Devletler'de bir sorun. | TED | إن الإرهاب يمثل مشكلة في الولايات المتحدة. |
- O sorun olmayacak. | Open Subtitles | -لن يمثل مشكلة . |
- O sorun olmayacak. | Open Subtitles | -لن يمثل مشكلة . |
ne yazık ki bu bir problem. Biraz fazla yaklaşıyorlar -- bir zeplinde olduğunuzda sivri uçlara çok dikkat etmek zorundasınız. | TED | للأسف ، وهذا يمثل مشكلة. فقد اقتربوا كثيراً وعندما تكون في منطاد فعليك الحرص من الأشياء المدبدبه |
Sanırım bu internette genel olarak gördüğümüz sorunlardan bir tanesi, çok fazla otomatik kötü amaçlı aktivitenin yaşandığı bir sorun. | TED | أعتقد أن هذا أمر يمثل مشكلة نراها على الإنترنت بشكل عام، أن هناك الكثير من النشاط الآلي الخبيث يحدث. |
Ne yazık ki, genetik farklılaşma eksikliği bir sorun yarattı. | Open Subtitles | و من سوء الحظ ، فإن عدم التنوع الجينى قد أصبح يمثل مشكلة لنا |
Oldukça kibirli olabilirler. Bu kibir de epey büyük bir sorun olabilir. | Open Subtitles | ولكنهم قد يصابوا بالغرور والغرور قد يمثل مشكلة كبيرة |
Eğer bu işe gireceksek onun bizim için bir sorun olmadığından emin olmalıyız. | Open Subtitles | طالما سنمضي قدمًا، فيجب أن نتأكد أنّه لن يمثل مشكلة لنا. |
Yani, bu benim okumamamla mı ilgili? Bu senin için bir sorun mu? | Open Subtitles | مهلًا، هل أمر عدم حبي للقراءة يمثل مشكلة لك؟ |
Psikologlara göre bu, bir sorun olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | للأطباء النفسيين هذا يمثل مشكلة حقيقية |
- Yine de olmaması bir sorun olmaz, değil mi? | Open Subtitles | - - هذا لا يمثل مشكلة , وإن كانت , أليس كذلك؟ - |
kadınların bazen söyleyemediği bazı şeyleri söyleyebiliyor olmaktır. Hatta daha da iyisi, kadınların söylediğini çoğunlukla duymadığımız bazı şeylerin söylendiğini duyabiliriz. Bunu bir sorun olarak değerlendiriyorum. | TED | هو أننا نستطيع أن نقول بعض الأشياء التي في بعض الأحيان لا تستطيع النساء قولها، أو، أفضل من ذلك، يمكن أن يتم الاستماع لنا نقول بعض الأشياء التي غالباً لا يتم الاستماع للنساء عندما يقلنها. الآن، أنا أقدر أن ذلك يمثل مشكلة. |
Bence Amon ciddi bir sorun arz ediyor. | Open Subtitles | أعتقد أنه يمثل مشكلة حقيقة |
Bu bir sorun olabilir. | Open Subtitles | ذلك قد يمثل مشكلة |
Bana göre şu anda hem kadına hem de erkeğe uygularken problem olan birçok tıbbi araştırmanın sonucunun böyle olmasının nedeni, model olarak erkek bireylerin kullanılmış olması. | TED | وأعتقد أن هذا هو سبب استخدام الذكور كنماذج في كثير من الأبحاث الطبية، الأمر الذي نعلم حاليًا أنه يمثل مشكلة إذا أردنا تطبيق النتائج على الرجال والنساء. |
Ve ben bunun biolojimize ve doğamıza ters gelen ve bizi hiç de daha mutlu yapmamış kocaman bir problem olduğunu düşünüyorum. | TED | وأعتقد أن هذا قد يمثل مشكلة كبيرة حقا، لأنه ضد بيولوجيتنا وطبيعتنا، أنه لا يجعلنا أكثر سعادة على الاطلاق. |