Yaptığın iyi işler, kötü işleri siler biliyor musun? | Open Subtitles | اتعلم ان العمل الصالح يمحي العمل الخاطىء ؟ |
Ve deniz siler kumsaldan ayrılmış aşıkların ayak izlerini... | Open Subtitles | والبحر يمحي عن الرمال دعسات أقدام العشاق المفترقين |
Şu an ne yapıyor? Her şeyi siliyor. Senin dosyalarını, benimkileri, ardında bıraktığı dosyaları. | Open Subtitles | إنّه يمحي كلّ شيء، ملفاتكَ و ملفاتي، و الملفات التابعة لبرنامجه. |
Bu gerçek birçok günahı siliyor. | Open Subtitles | ذلك العامل الواحد يمحي العديد من الخطايا. |
Ama bunu yapmanın tek yolu vardı. Veri kanallarını silmek. | Open Subtitles | كان هناك طريقة وحيدة لتحقيق ذلك، لكي يمحي الأخاديد |
Bu sonuç, Annie'nin babası olarak geçirdiğin 13 yılı silmeyecek evde kalıp kalmayacağına karar vermeni sağlamayacak ailene, hatta karına karşı olan hislerini değiştirmeyecek ve seni huzura erdirmeyecek Phil. | Open Subtitles | لن يمحي السنوات ال13 التي كنت فيها والداً لآني. لن يجعلك تبقى. |
Hayır, bu olanlar 20 koca yılı silip atamaz. | Open Subtitles | لا هذا لن يمحي عشرين عاماً سوية |
Ama onun hatırasını asla silemez. | Open Subtitles | لكنّه لن يمحي أبدًا ذكرياتنا عنها |
İyi, belki bir gün Samaritan herkesi ortadan kaldırdıktan sonra bu konuyu konuşabiliriz. | Open Subtitles | حسنا. ربما يومًا ما عندما يمحي (السامري) كافة البشر... يمكننا الحديث عن ذلك |
Ve deniz siler kumsaldan ayrılmış aşıkların ayak izlerini... | Open Subtitles | "بدون أي ضجيج" "البحر يمحي عن الرمال" "دعسات أقدام العشاق المفترقين" |
Her sabah bir ajan kameraların çektiği görüntüleri seyreder ve söz konusu videoyu ya siler ya da arşivler. | Open Subtitles | كل صباح، أحد العناصر يشاهد ما صورته تلك الكاميرات -فإما يمحي ما صورته، أو يضع التسجيل في الأرشيف، حسب... -حسب ما يراه؟ |
Göremeyiz çünkü veriyi iletir ve siler. | Open Subtitles | -لانّه يقوم بالبث ثم يمحي كل شيئ . |
MacDonald izlerini mi siliyor? | Open Subtitles | هل ماكدونالد يمحي آثاره |
Yates, kendini imha eden bir program yerleştirmiş. Kendini siliyor. | Open Subtitles | أدخل (يايتس) برنامجاً للتدمير الذاتي، إنّه يمحي نفسه. |
Duyguları siliyor. | Open Subtitles | إنه يمحي المشاعر |
Ama bunu yapmanın tek yolu vardı: Veri kanallarını silmek. | Open Subtitles | كان هناك طريقة وحيدة لتحقيق ذلك، لكي يمحي الأخاديد |
Şok tabancası onu sersemletip herşeyi silmek için mi kullanıldı? | Open Subtitles | هل ممكن ان مسدس الصعق يمحي كل شيء؟ |
Damien beni öldürmek geçmişini silmeyecek. | Open Subtitles | داميان، قتلي لن يمحي ماضيك. |
Gretchen'ın hafızasını silmeyecek. | Open Subtitles | -لن يمحي ذاكرة (غريتشين ) |
Yani, eğer François Chocard, sadece dangalaklığı yüzünden Radio France'da da olsa kralları, başkanları ve en büyük Fransız yazarları silip süpürebildiyse inan bana, Adolf Larchet, Hitler'i havaya uçuracak. | Open Subtitles | إذاً، لو أن فرانسوا شوكار بفظاظته البسيطة، استطاع، وهو في راديو فرنسا، أن يمحي الرؤساء، والملوك وكبار المؤلفين الفرنسيين، |
Hayır. Bu Alabama'da 6 öğrenciyi öldüren adamı öylece silemez. | Open Subtitles | لا، هذا لا يمحي الرجل الذي (قتل ستة أطفال في (ألاباما |
İyi, belki bir gün Samaritan herkesi ortadan kaldırdıktan sonra bu konuyu konuşabiliriz. | Open Subtitles | ربما يومًا ما عندما يمحي (السامري) كافة البشر... يمكننا الحديث عن ذلك |