Evin yolunu bulabilirsin değil mi? | Open Subtitles | حسناً, يمكنك إيجاد طريق المنزل, صحيح ؟ نعم |
Yeterince para ve kararlılıkla istediğin herkesi bulabilirsin. | Open Subtitles | فبالمال الكافي والتصميم يمكنك إيجاد أيّ أحد |
Orada, onunla yatmış bir düzine adam bulabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك إيجاد دزينة من الرجال الذين أقاموا علاقة معها. |
Yani, internet taraması ile hastalıkları erkenden bulabilir misiniz? | TED | إذاً، هل يمكنك إيجاد الأمراض مبكراً بإستخدام الإنترنت؟ |
Yemek yiyecek başka bir yer bulabilirdin. Eminim şehirde daha iyi restoranlar vardır. | Open Subtitles | يمكنك إيجاد أماكن أخرى لتناول الطعام أنا متأكده أن هناك مطاعم افضل في المدينة |
Su bulabiliyorsun. Ama kendi çocuklarını bulmaktan acizsin. | Open Subtitles | يمكنك إيجاد الماء ولكن لا يمكنك إيجاد أولادك حتى. |
Her iki Amerika kıtasının kökenine ilişkin ipuçlarını Dünya Ticaret Merkezi 1'in tepesinde bulabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك إيجاد الدليل لأصل القارتين هنا ، في قمة مركز التجارة العالمي 1 |
Cesedi bulamıyorsunuz. Neresi küçük bir sorun bunun? | Open Subtitles | لا يمكنك إيجاد الجثة كيف لا تكون هذه مشكلة؟ |
ya da "Çılgın Kız Kardeşler" gibi şovlar yapmak için vakit bulabiliyorsan, gerçek ailenle birlikte olmak için de vakit bulabilirsin. | Open Subtitles | أو راهبات يصبحن مجنونات ضمن عائلتك المزعومة عندها يمكنك إيجاد الوقت لعائلتك الحقيقية |
Mutluluğu tekrar bulabilirsin, hatta gerçek aşkı bile ama sana yardım etmeme müsaade etmelisin. | Open Subtitles | يمكنك إيجاد السعادة مجدداً حتّى الحبّ الحقيقي ولكن عليكَ أن تكون على إستعداد للسماح لي بمساعدتكَ |
Belki bunu kendine anlatmanın bir yolunu bulabilirsin. | Open Subtitles | ربّما يمكنك إيجاد طريقة لإخبار نفسك بهذا. |
Yeterince iyi bakarsan güzelliği her yede bulabilirsin derler. | Open Subtitles | يقولون بأنه يمكنك إيجاد الجمال في كل شيء, إذا ما نظرت عن كثب |
Belki bunu kendine anlatmanın bir yolunu bulabilirsin. | Open Subtitles | ربّما يمكنك إيجاد طريقة لإخبار نفسك بهذا. |
İnternetten daha iyi bir tıbbi bakım bulabilirsin. | Open Subtitles | مهلاً يمكنك إيجاد رعاية طبية أفضل على شبكة الإنترنت |
Nehri bulabildiğin sürece eve giden yolu da bulabilirsin. | Open Subtitles | طالما يمكنك إيجاد النهر، بوسعك إيجاد المنزل |
Ancak bunu yapmadan önce bana bunlardan biraz daha bulabilir misin? | Open Subtitles | ولكن قبل أن أفعل، هل يمكنك إيجاد المزيد لي؟ |
"Yedi önemli insana akıl vermek için yedi saat bulabilir misin?" | TED | "هل يمكنك إيجاد سبع ساعات لتوجيه سبعة أشخاص جديرين بذلك؟ |
- Başka bir iş bulabilirdin. - Buldum, yapıyorum işte. | Open Subtitles | .كان يمكنك إيجاد عمل آخر - .وجدته وأعمل به بالفعل - |
Her şey için bir bahane bulabiliyorsun. | Open Subtitles | إذاً يمكنك إيجاد عذراً لكل شيء |
İşte bunun gibi nehirlerde bu dağların hammaddesi olan kayaların kökenine ilişkin ipuçları bulabilirsiniz. | Open Subtitles | و في أنهار كهذه يمكنك إيجاد القرائن على أصل الصخور المكونة منه هذه الجبال |