- Ben kaçıyorum, şefe bir şey söyleme. - gidemezsin. | Open Subtitles | انا ذاهب , لا تخبر المدير عني لا يمكنك المغادرة |
Bir cumartesi gecesi için planladıklarımın yanından bile geçmiyor bu. Görüşürüz. Hiçbir yere gidemezsin, birbirimizden ayrılmamalıyız. | Open Subtitles | لا يمكنك المغادرة يجب علينا البقاء مع بعضنا |
gidemezsin. Daha orada olup olmadıklarını bile bilmiyoruz. | Open Subtitles | لا يمكنك المغادرة ، لا نعرف بأنّهم موجودين هنا |
Geçide vardık mı Gidebilirsin. Sadece hızıma yetiş yeter. | Open Subtitles | لا بأس، يمكنك المغادرة عندما نصل للبوابة، حاول مجاراتي فحسب |
- Hayır,gidemezsiniz. Bak,bu Jim Morrison. | Open Subtitles | لا, لا يمكنك المغادرة الان يا رجل اين ارادتك لتصبح غريبا؟ |
Kendi treniniz yerine bu trenle gidebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك المغادرة بهذا القطار بدلا عن قطارك |
Benim çok mu umurumda! gidemezsin. | Open Subtitles | لا يهمني كلياً ، ولكن لا يمكنك المغادرة. |
- gidemezsin. Yemeğim bitmedi ki. - Ben bile henüz bitirmedim. | Open Subtitles | لا , لا يمكنك المغادرة الآن لم أنتهي بعد |
Böyle gidemezsin. Bütün dünya saçmalıyor. | Open Subtitles | لا يمكنك المغادرة بهذه الطريقة، العالم كله جن جنونه |
- Hediyeni almadan gidemezsin. - Hayır, gidemem. | Open Subtitles | لا يمكنك المغادرة قبل الحصول على هديتك لا |
Çıkabilirsiniz demeden bir yere gidemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك المغادرة من هنا إلا إن قلت لك بإمكانك الرحيل |
Lütfen. gidemezsin. Ona kendi başıma yardım edemem. | Open Subtitles | رجاءً، لا يمكنك المغادرة لا يسعني مساعدتك |
Sen! Bekle bir dakika. Buradan öylece gidemezsin. | Open Subtitles | أنت ، إنتظر دقيقة لا يمكنك المغادرة |
Terry, bu şekilde gidemezsin | Open Subtitles | تيري , لا يمكنك المغادرة بهذا الشكل |
Ne yapıyorsun gidemezsin! | Open Subtitles | ماذا تفعلين؟ لا يمكنك المغادرة |
Her ne oluyorsa, şu anda gidemezsin. | Open Subtitles | أيًا كان ما يجري... لا يمكنك المغادرة الآن. |
- Şimdi Gidebilirsin Booth. | Open Subtitles | يمكنك المغادرة الآن, بوث ربما يرغب القسم في العمل |
Tabii ki sen, tatlım, bağlayıcı bir anlaşman olmadığına göre Gidebilirsin. | Open Subtitles | طبعا عزيزتي ، لستي مرتبطة بأي إلتزام يمكنك المغادرة |
İki seçeneğin var, Gidebilirsin ya da seni eşek sudan gelene kadar döverim. | Open Subtitles | لديك خياران يمكنك المغادرة أو أن أوسعك ضربا الان |
Oh, şimdi gidemezsiniz. En iyi kısmı kaçıracaksınız: | Open Subtitles | أوه، لا يمكنك المغادرة الآن ستفوتين الجزء الأفضل |
Talep ettiğimiz görev raporlarını bize verince gidebilirsiniz, anlaşmamızın 9. maddesine göre. | Open Subtitles | يمكنك المغادرة بمجرد أن تعطينا تقارير المهمات التي طلبناها بموجب الفقرة رقم 9 من إتفاقيتنا |
Biz oraya ulaşmadan çok önce oradan gidebilirdin. | Open Subtitles | كان يمكنك المغادرة بعيداً أثناء ذهابنا إلى هناك |