| Allahtan her şeyi konuşabileceğim bir arkadaşım vardı. | Open Subtitles | من حسن حظي أن لي صديقاً يمكنني التحدث إليه بكل شي |
| Güvenebileceğim, konuşabileceğim kimse yok. | Open Subtitles | لا يمكنني الوثوق بأحد ليس هناك من أحد يمكنني التحدث إليه |
| Bu gece konuştuğumuz gibi konuşabileceğim birisi. | Open Subtitles | شخصاً يمكنني التحدث إليه كما تحدثنا في هذه الليلة |
| Oğluyla ilgili. onunla konuşabilirim. | Open Subtitles | الأمر بشأن إبنه يمكنني التحدث إليه |
| Bunu belki onunla konuşabilirim. | Open Subtitles | حيث يمكنني التحدث إليه عن هذا |
| Ama ben babamı konuşabileceğim, güvenebileceğim biri olarak görürüm. | Open Subtitles | لكنني أعتبر والديّ شخص يمكنني التحدث إليه شخص يمكنني الثقة به |
| Uzaylı yazı dürtülerimi konuşabileceğim tek terapist oydu. | Open Subtitles | كان الطبيب النفسي الوحيد الذي يمكنني التحدث إليه عن دوافع كتابات الغرباء |
| onunla konuşabilirim. | Open Subtitles | يمكنني التحدث إليه |
| Şimdi onunla konuşabilirim. | Open Subtitles | يمكنني التحدث إليه الآن |
| Şimdi onunla konuşabilirim. | Open Subtitles | يمكنني التحدث إليه الآن |