En sağdaki yığınlardan hangisinin en uzun olduğunu sağdan sola 1, 3, 4, 4, 4 şeklinde giderek bulabilir. | TED | ثم يمكنه إيجاد أطول الرزم يمنةً من خلال القيام بذات الأمر منتقلًا من اليمين إلى اليسار 4،4،4،3،1. |
Babanız bize çalgı bulabilir diye buraya geldik. | Open Subtitles | جئنا هنا لأن والدكم يمكنه إيجاد آلات لنا |
Bu şekilde borcunu ödemek için gerekli parayı nasıl bulabilir ki? | Open Subtitles | مطالب بالمال. كيف يمكنه إيجاد طريقة لدفع ديونه؟ |
New York'a, arkadaşlarınla tanışmak için o kadar yoldan geliyor ama kayınvalidesini görmek için zaman bulamıyor. | Open Subtitles | أنه سيقطع كل هذه المسافه إلى نيويورك فقط للقاء الناس الذين تعملين معهم لكنه لا يمكنه إيجاد ساعة |
Patronunu bulamıyorsun, o da 800 milyon doları bulamıyor. | Open Subtitles | لا يمكنك إيجاد رئيسك و هو لا يمكنه إيجاد الـ800 مليون دولار |
Aşkı bulamayan bir evlilik planlamacısı olduğum yalanını söylediğim için özür dilerim. | Open Subtitles | وآسف بشأن ادعائي أنني مخطط حفلات رفاق الذي لا يمكنه إيجاد الحب |
Göndereni ancak o bulabilir ama biraz vakit alıyor. | Open Subtitles | , أيّ شخص يمكنه إيجاد المرسل فإنّه هو , لكن يتطلب وقتاً |
Evet, patronum bir konuda yardımımı istiyor ama mesai dışındayım, o yüzden başka birini bulabilir. | Open Subtitles | نعم, إن رئيسي يريد منّي أن أساعده في شيءٍ ما، لكن فترة عملي قد انتهت، لذا يمكنه إيجاد شخص آخر. |
Yani, Brown akıllı biri, bir şeyler bulabilir. | Open Subtitles | أعني، براون رجل ذكي يمكنه إيجاد شيءٍ ما |
Yüce dağlarda bir hoca bulabilir. | Open Subtitles | يمكنه إيجاد مدرب في بعض الجبال العالية |
Evet ama o bir druid. Yağını falan bulabilir yine de. | Open Subtitles | إنه كاهن يمكنه إيجاد مُخلّفاتها |
Sığırlarınızı bulabilir. | Open Subtitles | يمكنه إيجاد ذوي القرون الطويلة |
Dünyadaki her Little, Little evini bulabilir. | Open Subtitles | كل فرد من آل ( ليتل ) في العالم يمكنه إيجاد منزل ليتل |
Dünyadaki her Little, Little evini bulabilir. | Open Subtitles | كل فرد من آل ( ليتل ) في العالم يمكنه إيجاد منزل آل ( ليتل ) ؟ |
Herhangi birini veya herhangi bir şeyi bulabilir. | Open Subtitles | يمكنه إيجاد أي أحد أو أي شئ |
Eğer patron bulamıyor Ve o 800 milyon dolar bulamazsa | Open Subtitles | لا يمكنك إيجاد رئيسك و هو لا يمكنه إيجاد الـ800 مليون دولار |
Kimseyi bulamıyor, topla koşuyor. | Open Subtitles | لا يمكنه إيجاد أحد ، إنه ينطلق |
Arabasını bulamıyor. | Open Subtitles | لا يمكنه إيجاد سيارته |
Howard, Sabine Nehrini bilmiyor ve köprüyü de bulamıyor. | Open Subtitles | لا يعلم (هاورد) شيء عن نهر (السابين) ولا يمكنه إيجاد الجسر |
Bense aşkı bulamayan bir düğün planlamacısıyım. | Open Subtitles | ولكنني مخطط لحفلات الزفاف والذي لا يمكنه إيجاد الحب لنفسه |