"يملكه" - Traduction Arabe en Turc

• ait
• sahibi
• ın
• elindeki
• onda
• elinde
• sahip olduğu

Ayrıca Deeds servetini bağışladığında kendisine ait olmayan bir şeyi de verdi.
وأيضا عندما تخلى ديدز عن ثروته فقد تخلى عن شيئا لا يملكه

Galiba, böylelikle Lord Melchett'e ait olan her şey senin oluyor.
أعتقد بأن هذا يعني أن كل شيءٍ يملكه اللورد ميلشت سيصبح لك.

Hepsini halledebilirim fakat büyü sahibi insanlara karşı dünyanın nasıl bir şansı var?
بوسعي التصدي لهم أجمعين. لكن أي أمل يملكه العالم ضد رجال يملكون سحرًا؟

Gale Mercer, Albert Franks'in sahibi olduğu dükkanda alışveriş yapmış.
جيل ميرسر قامت بشراء عبر بطاقتها الائتمانية في متجر الكتب الذي يملكه البرت فرانكس

Hep ailede kaldı, hep bir Horace'ın sahipliğinde ve Pete'in ortaklığıyla işletildi.
دائماً في العائلة ودائماً يملكه هوراس ويشتغل فيه بـ شراكة مع بيتي

Çünkü sonunda bir erkeğin elindeki tek şey odur demiştin.
لأنها هي كل ما يملكه الرجل عند نهاية اليوم

- Sen yeni çocuksun. Ve sende, onda olmayan bir şey var, yetenek.
انت الفتى الجديد يا بني ولديك شيء لا يملكه الموهبة

Tek bildiğim Vergis'in Chambers'a elinde bir YBİ olduğunu söyleyeceği.
فيرجس سَيُخبرُ الوزير انه يملكه ذلك ما أَعْرفُه

Seni sahip olduğu her şeyle seven bir sevdiğin oldu mu hiç?
هل سبق لك ان احببت شخصاً احبك بكل شئ كان يملكه ؟

Altı aracı şirket ve iki kuzene kayıtlı görünüyor ama bina Roman Nevikov'a ait.
يمر خلال ستة مباني لشركة شيل وتو كزنز لكن ذلك المبنى يملكه رومان نيفيكوف.

Eli'nin amcası Bill'e ait.
الي يملكه عم إيلي هولت الذي توفي قبل أربع سنوات

Bardak abine ait ve dolu olan kısım, senin gözyaşınla dolu.
ولكن الكأس يملكه أخوك؟ والذي هو مليء به هي دموعك

Bir zamanlar babama ait olan bir zarfta bulduğum anahtarın kilidini bulmaya çalışıyorum.
أحاول أن أعثر على قفل لهذا المفتاح الّذي كان في غلاف .الذي كان يملكه أبي

İsmi, Kusen'in güya sahibi olduğu kaportacının tapusunda geçiyor.
الان, اسمه في قائمة مالكي متجر الملابس الذي يملكه كوسين.

Chapman Ormanındaki inşaat alanındaki... müşterek projenin sahibi siz misiniz?
انت تملك مشروع الشقق الذي تحت الإنشاء في غابة تشابمان؟ كنت املكه المصرف يملكه الأن

sahibi olduğu kumarhaneyi hastaneyi, depoyu kontrol edin.
وذلك النادي الذي يملكه وقم بفحص المشفى, والمستودع

Roger'ın kayınpederinin Roger'ın işletmesine izin vermiş Çuvalların güzel koktuğunu söyleyemem
والد زوجة روجر يملكه ترك روجر يديره انا لن اقول

Çünkü 21 yaşındaki güzel ve akıllı kız arkadaşımın 33 yaşında bir evsiz olduğumu ve Andy Kaufman'ın imzalı resminden başka değerli bir şeye sahip olmadığımı öğrenmesini istememiş olabilirim.
حبيبتي الجميلة واللطيفة والذكية ذات الـ 21 ربيعاً انني شخص متشرد عمره 33 سنة والذي اغلى ما يملكه في هذا العالم

Savcıların elindeki tek gerçek kanıt sanıkların onlara verdiği kanıt.
الدليل الملموس الوحيد الذي يملكه الإدعاء العام هي الإعترافات التي سجلها المتهمون

Doksanlı yıllarda bayağı para kaldırmış, onu aldatana dek mutlu bir çiftlermiş ve sonra kadın onun elindeki herşeyi almış.
إنه حقق ثروة في التسعينيات، زوجانسعيدانحتي.. قام بخيانتها، فسلبت منه كل شئ يملكه

Keşke Jack'teki yavruların onda biri bende olsa. onda biri. Nereden bulur ki onları?
لو كان لدي ربع ما كان يملكه جاك من النساء لعشت كالملوك

elinde söylediğini kadar yapımcılığı yapılabilecek şey yok.
اعتقد بأنه ليس لديه المنتج الذي يدعي انه يملكه

Freud penis kıskançlığı konusunda haklıydı ve ona kimin sahip olduğu konusunda yanıldı.
كان فرويد محقًا حول حسد العضو الذكري وخاطئًا حول من يملكه.