Üzgün olmalıyım, nitekim öyleyim. Bir tarafım öyle. | Open Subtitles | أعرف أني ينبغي أن أكون حزينة، وجزء منّي حزين |
Ben...ben...ben duygusal ya da fiziksel olarak yorgun olmalıyım fakat ben...ben tüm gün çalışabilirmişim gibi hissediyorum. | Open Subtitles | ينبغي أن أكون منهكاً، جسدياً وعاطفياً لكنني أشعر أنّ بوسعي العمل طوال اليوم |
- Senden uzun olmalıydım. - Belki büyümen hâlâ durmamıştır. | Open Subtitles | ينبغي أن أكون أطول منك ربما لم تتوقفِ عن النمو |
Çok sefil ve utanç içinde olmalıydım. Bunu biliyordum, ama öyle değildim. | Open Subtitles | كان ينبغي أن أكون بائسة وشاعرة بالخجل ولكن لم يحدث هذا |
Sanırım ben de olmam gereken yerdeyim. | Open Subtitles | وأعتقد أنني قد أكون حيث ينبغي أن أكون. |
Kanada'da 10 yaşında bir çocuğum. Dünya'nın en mutlu çocuğu olmam gerekirdi. | Open Subtitles | أنا طفل 10 سنوات في (تورنتو)، ينبغي أن أكون أسعد طفل بالعالم |
Suikastçi olmalıymışım. | Open Subtitles | كان ينبغي أن أكون قاتل أنت فعلتها مرة أخري , لا |
Fabrikanın henüz kontrole hazır olup olmadığını bilmiyorum ama onu oraya götürecek kişi ben olmalıyım, değil mi? | Open Subtitles | لذا لا أعلم ما إن كان المكان مناسب للمراقبة بعد، لكن ينبغي أن أكون ذاك الشخص الذي يقلّه لهناك، صحيح؟ |
Evet olmalıyım fakat evi nasıl bulacağımı tam çözemedim. | Open Subtitles | نعم ينبغي أن أكون به، لكني لست أدري تماماً كيف يسير الأمر لأعثر على واحد |
Bu kadar çok biliyorsan, belki de soruları soran taraf ben olmalıyım. | Open Subtitles | إذا كنت تعرف الكثير ربما ينبغي أن أكون من يسئل |
Burada tüm olağandışı olaylara alışık olmalıyım özellikle de geçen haftadan sonra ama... | Open Subtitles | ينبغي أن أكون معتادًا على كل الغرائب هنا، خاصة بعد أحداث الأسبوع الماضي. لكنّي لم أتصور إنجاب ابنة. |
Davada görevliyim de, öyleyse burada olmalıyım diye söylüyorum. | Open Subtitles | لأنّني أتولّى القضيّة الآن، لذا ينبغي أن أكون متواجدًا لو كان كذلك. |
Haklısın, ben de senin gibi olmalıyım. | Open Subtitles | -أنت على حق أتعلم، ينبغي أن أكون مثلك تماماً. |
Miami, South Beach. Şimdi orada olmalıydım. | Open Subtitles | ميامي، الشاطئ الجنوبي هذا حيث ينبغي أن أكون |
Belki de bir balık tüccarı olmalıydım. Bilirsin, balık satardım. | Open Subtitles | ربما كان ينبغي أن أكون صيّاد سمك تعلمين أصيد بعض السمك |
Kusura bakmayın, orada serinkanlı olmalıydım. Düşünemedim. | Open Subtitles | آسفة، كان ينبغي أن أكون هادئة هناك، لم أكن في وعييّ |
Şu anda, 36 yaşında kariyerimde ilerlemiş ev sahibi, araba sahibi olmuş, belki evlenmiş olmalıydım. | Open Subtitles | و حتى الآن في عمر السادسة و الثلاثين حيث ينبغي أن أكون في مستقبل مهني ناضج لدي منزل و سيارة و ربما متزوج |
YSİ ile ilgili pişmanlığın var mı diye sormuştun ya Ryan tutuklandıktan sonra orada yanında olmalıydım. | Open Subtitles | سألتيني إذا كنت أشعر بالندم. ينبغي أن أكون هناك بعيدة بعد القبض عليه. |
Bir avcının beni olmam gereken yerden alıkoymasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | -لن أدع الصيّاد يمنعني عمّا ينبغي أن أكون |
Sadece düşünmeden edemiyorum benim orada olmam gerekirdi. | Open Subtitles | لمأساعدفحسب, التفكير... في إنه كان ينبغي أن أكون هناك من أجله. |
Demiryolu işçisi olacağıma cerrah olmalıymışım. | Open Subtitles | كان ينبغي أن أكون جرّاح بدلاّ من موظف سكة حديد |
Seoul'da olmam gerekiyordu ama hava yolları çalışanlarının grevi, planlarımı altüst etti. Yani uçağa bu akşam bineceğim. | Open Subtitles | كان ينبغي أن أكون في (سول)، لكن الاضطراب في .المطار أخرّني، لذا عليّ أن أسافر في رحلة المساء |