"ينتحب" - Traduction Arabe en Turc

    • yas tutsa
        
    • ağlıyor
        
    • hıçkırarak
        
    • mızmızlanması
        
    • ağladı
        
    • mı kendisini
        
    Kalbin ne kadar yas tutsa da Open Subtitles لا يه كم ينتحب قلبك
    Kalbin ne kadar yas tutsa da Open Subtitles مهما كان قلبك ينتحب
    ağlıyor çünkü cinsel dürtüleri onu tiksindiriyor. Open Subtitles ينتحب لإن العلاقات الجنسية تثير إشمئزازه
    Kız gibi ağlıyor, fakat o bir kız değil. Open Subtitles ينتحب مثل الفتاة ، لكنه ليس فتاة
    Hayır, şimdi yine hıçkırarak ağlamama sebep oluyorsunuz. Open Subtitles لا، والآن كنت قد حصلت لي ينتحب مرة أخرى.
    Kollarımın arasında yattı ve bana hıçkırarak korkunç şeyler anlattı. Open Subtitles لقد كان ينام بين ذراعي وهو ينتحب و قد قال لي أمور فظيعة
    Ve oğlumun mızmızlanması gibi benim için hoş olmayan bazı şeyler var. Open Subtitles وهناك بعض الأشياء الغير سارة بالنسبة لي كالأستماع إلي أبني ينتحب
    "Annesinin oğlu ne ağladı ne de binlerce kadının gözyaşını sildi. Open Subtitles ابن امه لم ينتحب ابدا ولم يحطمه الف لوح حديدى
    Örselenen zihni, seslerin geçmiş zaferlerini mi andığını, yoksa gelecek felaketleri mi düşündüğünü... ya da çöl rüzgarının mı kendisini delirttiğini merak etti durdu. Open Subtitles ذهنه المعذب كان يتعجب من كونه يستدعى ذكرى آخر الإنتصارات أو ينتحب من أجل نذير المصائب التى ستقدم بعد ذلك و سواءا كانت الأنفاس الملتهبه للصحراء قد أذابت دوافعه نحو الجنون
    Kalbin ne kadar yas tutsa da Open Subtitles لا يهم كم ينتحب قلبك
    Kalbin ne kadar yas tutsa da Open Subtitles لا يهم كم ينتحب قلبك
    - Aaron nerede? - Köşede bir yerde ağlıyor. Open Subtitles ــ أينَ "آرون" ــ ينتحب فى زاويةٍ ما
    -Ama şimdi yukarıda ağlıyor. Open Subtitles - ولكنه اﻵن في الأعلى ينتحب
    -Galiba ağlıyor. Open Subtitles -أظن أنه ينتحب -لماذا ؟
    "Gel, gel," diye sürdürdü konuşmasını, o titreyen sesiyle, hıçkırarak ağlıyordu. Open Subtitles 'تعال .. تعال! " وقال انه ذهب، صوته مكسورة، ينتحب.
    Rudy hıçkırarak Finn'e niye her şeye sahip olman gerek diye bağırıyordu. Open Subtitles (كان (رودي) ينتحب ويصرخ بوجه (فن سائلاً عن سبب استحواذه لكل شيئ
    Kollarımda hıçkırarak ağladı. Open Subtitles كان ينتحب بين ذراعيّ
    "Ve oğlumun mızmızlanması gibi benim için hoş olmayan bazı şeyler var." Open Subtitles "هناك عدة أشياء غير سارة لي كالإستماع إلي إبني ينتحب"
    Beşiğinde bütün gece boyunca ağladı. Open Subtitles كان ينتحب في مهده طوال الليل
    Örselenen zihni, seslerin geçmiş zaferlerini mi andığını yoksa gelecek felaketleri mi düşündüğünü ya da çöl rüzgarının mı kendisini delirttiğini merak etti durdu. Open Subtitles ذهنه المعذب كان يتعجب من كونه يستدعى ذكرى آخر الإنتصارات أو ينتحب من أجل نذير المصائب التى ستقدم بعد ذلك و سواءا كانت الأنفاس الملتهبه للصحراء قد أذابت دوافعه نحو الجنون

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus