"ينتظران" - Traduction Arabe en Turc

    • bekliyorlar
        
    • bekleyen
        
    • beklesinler
        
    • beklemektelermiş
        
    Efendim, tüm saygılarıyla birlikte ifade etmek istiyorlar ki... üç gündür bekliyorlar. Open Subtitles إنهما يرغبان بكل احترام يا مولاي باسترعاء إنتباهكم لحقيقة أنهما ينتظران لمدة ثلاثة أيام
    Şu ikisi... cadde kenarında, çantası olan birini bekliyorlar. Open Subtitles هذان الإثنان ينتظران شخص معه حقيبة على جادة الطريق
    Brennan ve Booth şu an dışarıda Zack'i bekliyorlar. Open Subtitles برينان و بووث في الخارج الآن ينتظران زاك
    Sormadım, çünkü meraklı değilimdir ama adınız Thomas ise içerde sizinle görüşmeyi bekleyen bir grup züppe var. Open Subtitles ولكن إذا إسمك توماس, هناك زوج من مغرورين ينتظران في الداخل لرؤيتك
    Korku içinde beklesinler bakalım. Open Subtitles دعنا نجعلهما ينتظران بخوف
    O çocuklar senin torunların babalarının eve dönmesini bekliyorlar. Open Subtitles ينتظران والدهما أن يعود للمنزل ذلك هوَ واقعهما، وهذهِ الوظيفة، هي الوظيفة الأخيرة لكيفيّة وصولي هناك
    Tadilat emri bekliyorlar. Her şey mümkün. Open Subtitles ، إنهما ينتظران تقرير عمل يمكن أن يكون أي شيء
    Bence elbet bir gün olacak bu diye bekliyorlar. Open Subtitles أحسّ بأنّهما ينتظران حدوث ذلك في مطلق الأحوال
    Ya birisini bekliyorlar ya da bizi açığa çıkartmaya çalışıyorlar. İkisinden birisi. Open Subtitles إنّهما ينتظران أحدًا، أو يحاولان استقطابنا.
    - İçeride bekliyorlar, ...o yüzden gitsem iyi olur. Open Subtitles إنهما ينتظران في الداخل لذا يفضل لي الذهاب
    Yıldızlar, adımlar ve adımların en tepesinde, Marx ve Lenin Earl Williams'ı bekliyorlar. Open Subtitles من النجوم والدرجات (وعلى قمة الدرجات، (ماركس) و(لينين (وهما ينتظران (إيرل ويليامز مارأيك بهذا؟
    Bir baba ve anne bir bebek bekliyorlar. Open Subtitles أب وأم كانا ينتظران طفلاً.
    - Teşekkürler. Büyükelçi ve eşi bekliyorlar. Open Subtitles شكرا لك - السفير وزوجته ينتظران -
    Rufus ve Lily onlarla konuşmak için bekliyorlar. Open Subtitles (روفيس) و (ليلي) ينتظران أن يتحدثا إليهم
    Neal ve Dean şu an yukarıda geri dönmesini bekliyorlar. Open Subtitles (نيل) و(دين) بالأعلى الآن ينتظران معاودة الإتصال.
    Prentiss'le birlikte bizi bekliyorlar. Open Subtitles هو و [ برانتيز ] ينتظران بالمنطقــة
    26 yaşındaki Nkosi ve kocası Samuel ilk çocuklarını bekliyorlar. Open Subtitles (نكوسي) 26 عاماً وزوجها (صامويل) ينتظران طفلهما الأول.
    Evde boyacılık ustalığını konuşturmanı bekleyen iki duvarım daha var. Open Subtitles لديّ جداران آخران بالمنزل ينتظران خبرتك كدهّان
    Araba kullanırken mesaj yazan genç bir sürücü kaldırma çıkmış ve kahve sırası bekleyen birkaç insanı ezmiş. Open Subtitles كان مراهق يقود و يرسل رسالة اخترق الرصيف و ضرب شخصين كانا ينتظران القهوة
    Bırak biraz beklesinler. Open Subtitles لندعهما ينتظران قليلاً. -لمَ؟
    İki aptal böbrek nakillerinin yapılmasını beklemektelermiş. Open Subtitles أحمقان ينتظران زرع كليتهم

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus