Çünkü Yoo Jung Sunbae, Hong anlatana kadar bekleyecek gibiydi. | Open Subtitles | لأنّ يوو جونغ سنباي كان ينتظر .حتى تُخبره سول بنفسها |
Muhtemelen sabaha kadar bekleyecek ondan sonra da "Yaşıyorum sevgilim" şarkısını söyleyerek merdivenlerden aşağı inecek. | Open Subtitles | على الأرجح ينتظر حتى الصباح ثم سينزل راقصاً على السلم مغنياً إنني أستسلم يا عزيزي |
Çocuk sabırsız Ben kasabaya dönene kadar beklemesini söyledim | Open Subtitles | اللعنة، ذلك الفتى غير صبور لقد قلت له بأن ينتظر حتى أعود للبلدة |
Onlar taşınana kadar bekleyebilir ama yeni bir kepçe alırsan iyi olur. | Open Subtitles | بإمكان كل هذا أن ينتظر حتى نرحل. لكني أحتاج مغرفة جديدة |
Öcünü almak için neden bu kadar beklesin ki? | Open Subtitles | وضعنا (جريجي) بالسجن قبل خمس سنوات لمَ عساه ينتظر حتى الآن ليحقق انتقامه؟ |
Ama belki de bu yüz yüze görüşünceye kadar beklemeli. | Open Subtitles | "لكن ربما هذا يجب ان ينتظر حتى أخبرك بشكل شخصي |
Madem biri onu öldürmek istedi niye evine gidene kadar beklemedi? | Open Subtitles | إذا كان هناك من يريدها ميتة، لماذا ينتظر حتى ترجع لمنزلها؟ |
Bu Pazartesi'ye kadar bekleyemez mi? | Open Subtitles | ألا يمكن للأمر أن ينتظر حتى يوم الاثنين؟ |
Fakat kışın gelmesiyle Almanyanın işgali 1919 baharına kadar bekleyecekti. | Open Subtitles | لكن بحلول الشتاء فإن أيّ إحتلال لألمانيا يجب أن ينتظر حتى ربيع 1919 |
Demiryolu gelene kadar bekleyecek ve kana susamışlığını gidermek için alabildiği kadar can alacak. | Open Subtitles | سوف ينتظر حتى تاتي سكك القطار و ياخذ ارواح على قد ما يستطيع ليغذي شهوته للدماء |
Yöneticilerim kendinizi insancıl göstermek için duruşma salonu vurulmasını kullanana kadar bekleyecek ve sonra da aslında, ...patronunuzla yattığınızı sızdıracaklar. | Open Subtitles | يريد رئيسي أن ينتظر حتى تستخدمي إطلاق النار في المحكمة لتظهري انسانيتك, ثم سنسرب أنك كنت في الحقيقة على علاقة مع رئيسك |
- Bu soru biz gelene kadar bekleyecek. | Open Subtitles | هذا السؤال عليه أن ينتظر حتى عودتنا |
Koltukaltı tüyleri çıkana kadar beklemesini söyle. | Open Subtitles | أخبريه أن ينتظر حتى ينمو شعر إبطه. |
Tomas'a bir avukatla konuşana kadar beklemesini söyledim. | Open Subtitles | أنا قلت لـ (توماس) أن ينتظر حتى يتحدث إلى محام. |
Bu, sabaha kadar bekleyebilir. | Open Subtitles | أظن أنه يمكن لهذا أن ينتظر حتى الصباح. أليس كذلك؟ |
Hayır, yarına kadar bekleyebilir. | Open Subtitles | لا اعتقد انه يمكن ان ينتظر حتى الغد. |
Yarına kadar bekleyebilir mi efendim? | Open Subtitles | هل يمكن ان ينتظر حتى الغد يا سيدي رجاء |
Sam Bella'nın sorunu çözülene kadar beklesin istiyorum. | Open Subtitles | أريد (سام) أن ينتظر حتى تنتهى (بيلا) من مشكلتها |
Ama ben geri gelene kadar beklemeli. | Open Subtitles | لكن على هذا أن ينتظر حتى أعود. |
Niye onlar binene kadar beklemedi? | Open Subtitles | لماذا لم ينتظر حتى يركبا؟ |
Yarın meclise kadar bekleyemez miydi? | Open Subtitles | ألا يستطيع الأمر أن ينتظر حتى غداً فى البرلمان؟ |
Hepsi önemli zaten. Dönene kadar bekleyemez mi? | Open Subtitles | جميعها مهمة، ألا يمكن للأمر أن ينتظر حتى نعود ؟ |
Ve ispatı da 1969 yılında Apollo astronotları nihayet oraya gidene kadar bekleyecekti. | Open Subtitles | وكان على الدليل أن ينتظر حتى خطا روّاد "أبوللو" هناك في 1969 |